He he o Bahoz.. AK Parti’ye ‘ekepe’ demesinden belli!
Bahoz yaşıyor. Yaşamıyor. Bir yaşıyor.. Bir yaşamıyor.. Derkeeen.. Bahoz’dan vazgeçtik.. Bir de PKK’nın önemli isimlerinden Fethi Şarlatan da yolcu olmuş.. Şimdi kime yansınlar.. Bahoz’a mı?...
Bahoz yaşıyor. Yaşamıyor.
Bir yaşıyor.. Bir yaşamıyor..
Derkeeen..
Bahoz’dan vazgeçtik..
Bir de PKK’nın önemli isimlerinden Fethi Şarlatan da yolcu olmuş..
Şimdi kime yansınlar..
Bahoz’a mı? Şarlatan’a mı?
Oysa ne güzel bir hava oluşturmuşlardı..
El Cezire’de sakladıkları bir adamları sayesinde..
Bahoz’u canlandırmışlardı..
Adamı sorsanız..
El Cezire muhabiri ama.
Ne hikmetse bu muhabir..
Haberini El Cezire’de yapamıyor da.
Özel facebook sayfasında müjdeliyordu:
“Bahoz ile görüştüm, yaşıyor..”
Yaşıyor da..
Sen bu haberi niye El Cezire’de yapmıyorsun?
El Cezire’ye bile inandıramadığını.. Özel facebook sayfandan.. Tüm dünyaya mı inandıracaksın; “Bahoz yaşıyor” diye..
¥
Muhabir “Bahoz yaşıyor” diyor da..
Yaşadığını söylediği Bahoz’da, hayat emareleri yok..
Yaşayan birisi ne yapar?
Konuşur.
Görüntü verir..
Aktüel konularda, iki kelime eder..
Saklanmaz..
Saklanıyorsa..
Zaten o.. Yaşamıyor ki..
İşin o yanını es geçelim..
“Yaşıyor” denilen Bahoz için..
“Ben önceden de konuşmuştum.. Sesinden tanıdım” diyen muhabir..
Konuşmasının ses kaydını da veremiyor..
Hani belki..
Piyasada Bahoz ile konuşan bir başkası da dinler..
“He.. he.. Bu Bahoz.. AK Parti’ye ‘ekepe’ demesinden tanıdım” der..
Dii mi yani!
Sonuçta El Cezire muhabiri görüşme kasetini veremedi..
Müjdeli haberini, kerameti tamamen kendinden menkul anlatımla kendisine doğrulattı..
Sahneden çekildi..
Hani bizde bir söz var..
“Şıracının şahidi, bozacı” diye..
Bu muhabirimiz ona da ihtiyaç hissetmedi.
Şıracının şahidi, yine şıracı çıktı!
Anlarsınız ya..
Kendi anlatıyor, kendi dinliyor..
Tam da o hesap..
¥
El Cezire muhabirinin facebook sayfasında “Bahoz yaşıyor” haberinin ardından..
Paralel Yapı’nın elemanlarının da verdiği destekle..
Acayip bir rüzgar estirildi.
Sanıldı ki, biraz sonra Bahoz gelip, Ankara’da miting yapacak..
Sonunda işi abartıp..
Bir de, uyduruk bir radyo konuşması yayınladılar..
Yine aynı muhabbet.
Meğerse Bahoz, “görevinin başında” imiş..
Bahoz’un bir itirazı da var..
“Yerimi söylemek zorunda mıyım?” diyor.
Doğru söylüyor Bahoz.
Niye yerini söylesin ki..
Şurada birazcık, saklambaç oynayacağız ya..
Bahoz kaçsın.
Tel Tamis Tugayları kovalasın..
Derken..
Ama o da ne?
Tel Tamis Tugayları açıklamış zaten.
“Bahoz şu an.. Malikiye’deki hastanenin morgunda” diyorlar..
Şimdi Bahoz’a düşen..
Nerde olduğunu da değil..
Sadece, “morgda olmadığı”nı söylemesi..
Bunu söylesin, o da yeter..
Biz, Hint kenevirleri derdest edilince, PKK’nın uyuşturucu işini gözlerden kaçırmak için oradaki her şeyi ateşe veren.. Ardından da “Türk ordusu, Güneydoğu’da ormanları yakıyor” diyen Bahoz’a inanmayacağız da..
Kime inanacağız?..
Polisin, askerin geçtiği yollara döşediği mayınları patlatıp, insanları öldüren..
Sonra da..
“Ağaçları yakıyorlar ya.. Ağaçları” diye, tabiat sevdalısı geçinen Bahoz’a inanmayacağız da.. Kime inanacağız?
¥
“Adam ölmüş.. Nasıl, ‘Ben o morgda değilim’ desin” diyeceksiniz..
O da doğru ya!
Bir yaşıyor. Bir yaşamıyor derken..
Bizim de kafamız karıştı işte..
Ölmüş adamı konuşturmaya çalışıyoruz..
Ama..
Bahoz’u El Cezire muhabiri ile 15 dakika konuşturanlar..
Ardından bir PKK radyosuna sözde kendi sesinden uzun anlatımlarda bulunduranlar..
“Ben Malikiye’deki morgda değilim” diye bir açıklama da yaptırıversinler, Bahoz’a..
Onun sesindenmiş gibi..
Ne olur yani?
“Senin konuşturduğun adam Bahoz değildi” diye, RTÜK ceza mı kesecek yani?..
¥