Mantık fukaralığı: HDP ziyareti, o parti ile ittifakla aynı!

Yeni Akit Gazetesi Ali Karahasanoğlu'nun bugünkü (09.11.2022)''Mantık fukaralığı: HDP ziyareti, o parti ile ittifakla aynı!'' başlıklı yazısı.

Öyle anlar oluyor ki, tartıştığımız konulara bakınca, kendime şaşırıyorum..

Basit basit konular hakkında, izahat yapmaya kalkıştığımda, “Bu kadar açık bir konunun neyini yazıyorum” diyerek, afallıyorum..

Hayır, bu belirttiklerim, kibir kaynaklı değil..

“Ben biliyorum. Muhataplar bilmiyor” anlamında değil, tespitlerim..

Muhataplar o kadar politize olmuşlar ki..

Gözleri o kadar perdeli ki..

Göremiyorlar..

Veya görüyorlar ama..

Öylesine yanlış bir safta durmuşlar ki..

Bulundukları konumu “doğru” gibi göstermek, savunmak için, yanlış üstüne yanlış yapıyorlar..

Aktüel iki konu var..

Aslında “başörtü” başlığı altında, iki ayrı alt başlık halinde tartışabileceğimiz iki konu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başörtü serbestliğini iptal ettirmek için geçmişte Anayasa Mahkemesi’ne defalarca giden bir partinin genel başkanı olarak, bizzat kendisi de Anayasa değişikliğini bile iptal davasına konu eden bir isim olmasına rağmen..

Şimdi iktidara gelebilmek için, “Başörtü serbestliğini kanunda düzenleyelim” deyince..

Tayyip Erdoğan da, “Başörtü sorunu çözüldü. Size rağmen biz çözdük. Ama yine de istiyorsanız, düzenlemeyi Anayasa ile yapalım” dedi..

Kılıçdaroğlu anında tornistan edince..

Muhatabının çelişkisine dikkat çekmek için, milletin gözünün içine baka baka nasıl yalan söylediklerini ispat etmek için.

Din istismarlarını yüzlerine vurmak için..

Cumhur İttifakı’nın Anayasa değişikliği için TBMM’de yeterli sayılarının olmadığına işaret ederek ve CHP ile İyi Parti, başörtü serbestliğinin Anayasa’ya yazılmasına karşı çıkmaları ihtimalini ima ederek..

“Parlamentoda bu iş çözülmüyorsa millete götürelim, kararı millet versin” dedi..

Ama başörtü yasağı sürdüğü yıllarda da..

Prensip olarak bizim de, AK Parti’nin de, diğer tüm muhafazakarların da savundukları bir söylem vardı:

“Temel hak ve özgürlükler, referanduma götürülmemeli. Bir hak ve özgürlüğün, ‘Olsun mu-olmasın mı?’ diye halka sorulması bile, o hakkın niteliğine aykırıdır. O hakkın sanki temel hak değilmiş gibi anlaşılmasına yol açar. Halk isterse yasaklanabilirmiş gibi bir algıya yol açar.. Bu da o ‘hak’kın temel hak ve özgürlük  konusundaki bizim tespitimizde tereddüt duyduğumuz şüphelerine sebebiyet verir..”

Bugün için de, bu söylem doğrudur, haklı bir söylemdir..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kararı millet versin” açıklamasından birkaç gün sonra..

Eski yıllardan beri tekrarladığı bu söylemi de hatırlatıp, tutarlılık adına “Prensip olarak temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuların halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz.” deyince..

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kemal, FETÖ’nün bıraktığı yerde iftiraya devam ediyor 23 Kasım 2024 | 1.732 Okunma Mahruki düşüncesini açıkladı ise, ben de açıklayayım mı? 22 Kasım 2024 | 3.725 Okunma Teğmenler, İlmiye Çığ, laiklik, ama en önemlisi Bülent Arınç! 21 Kasım 2024 | 6.224 Okunma MHP ne diyor, DEM ne anlıyor? 20 Kasım 2024 | 982 Okunma Mustafa Kemal’in askerleriyiz! 19 Kasım 2024 | 2.686 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar