“Sessiz istila”cılar, 1924 sonrasındaki “sessiz istila”ya ne dersiniz?
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Ali Karahasanoğlu'nun bugünkü (06.05.2022)''“Sessiz istila”cılar, 1924 sonrasındaki “sessiz istila”ya ne dersiniz?'' başlıklı yazısı.
Hep söylerim, solcuların medya alanındaki etkinliği, muhafazakar insanlarda olsa..
Bu ülkeye ihanet etme niyetinde olanlar, sokağa bile çıkamazlar..
Şimdi “solcular” başlığıma, “Ülkeye ihanet için, solcularla işbirliğine soyunan ırkçılar” ekliyorum..
Somut örneği, Ümit Özdağ..
Sponsor olmuş ve Sessiz İstila ismi ile bir kısa film çekimini organize etmişler..
Belgesel formatı kopyalanarak çekilmiş bir kısa film..
Geçmiş yıllardan görüntüler eşliğinde, “1900’lerin İstanbul’u” denilir, “1880’lerin İstanbul’u” denilir..
O yıllara ait görüntüler eşliğinde, o günden bugüne nasıl gelindiği anlatılır.
Bu sefer geriye gidilmemiş de..
2043 yılına gidilmiş.
2043 yılında, Suriyelilerin Türkiye’de yönetimde ve sosyal hayatta hakim bir konuma geleceği, Türklerin ise iş bulamadığı ve Türkçe konuşamadığı bir senaryo topluma dikte edilmek istenmiş.
Biz bunların ağababalarını da çok iyi biliriz..
28 Şubat sürecinde, Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, “İmam hatip liseleri kapatılmaz ise, 10 yıl sonra” diye başlayan cümlelerle, toplumdaki hukukçuların, doktorların, mühendislerin şu kadarının İmam hatip mezunlarından oluşacağı iddiasını, bir tehdit gibi gösterip, İmam hatiplerin orta kısımlarını kapattırmış, liselerinden mezun olanlara da ahlaksız katsayı zulmünü getirterek, en büyük vicdansızlığa imza atılmasını sağlamıştı..
Aynı korku pompalamasını, şimdi Ümit Özdağ yapıyor..
İyi Parti yapıyor..
CHP yapıyor..