Sıkıyönetimde kabul edilen anayasa OHAL’de niye değişmesin?

AK Parti’nin ilk iktidar yıllarında Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten, sonrasında bugün dahi gerçek sebebi anlaşılamayan bir kopuş ile safını değiştiren Abdüllatif Şener, kendisine uzatılan mikrofona şöyle demiş:

“Konuştuğum AKP’li bakan ve milletvekillerinin yarısı referandumda ‘hayır’ oyu verecekler!”

Biz bu mavalı çok dinledik..

Anayasa değişikliğinin TBMM’deki ilk oylamasında.. 

Olmadı, ikinci oylamasında, AK Parti’den 80 milletvekilinin hayır oyu vereceği iddiası pompalanıyordu..

Bir tane bile “hayır” oyu çıkmadı..

Şimdi fitnelerini, referandum için yapıyorlar..

Bakanlar için de, milletvekilleri için de.. Ayrım yapmadan, aynı oranda, yani “yarısı hayır oyu verecek” dediğine göre, düşünmeden işkembeden salladığı meydanda..

Yalanın bile bir mantığı olmalı..

Eğer milletvekilleri arasından seçilip, bakanlık koltuğuna oturtulanlarda bile “hayır oyu yarı oranda” ise..

Milletvekillerinde bu oran daha fazla olmalı değil mi?

Veya milletvekillerinde yarı oranda ise.. Bakanlarda oran biraz daha az olmalı değil mi?

İşin mantığı bunu gerektirir..

Ama muhaliflerde mantık ne arar?

At yalanı, varsa inananı..

TBMM’deki oylama sırasında bazı milletvekilleri kullandıkları oyları gösterdiler ama..

Halkın oy kullanırken böyle bir imkanı yok..

Dolayısı ile, Abdüllatif Bey’in iddiasını test etme imkanımız hiç olmayacak..

Ama biz Abdüllatif Bey’i kırmayalım.. 

Varsayalım, Abdüllatif Şener doğru söylüyor..

Bakanların ve milletvekillerinin yarısı gerçekten “hayır” oyu verecekler..

Sonuç ne olur?