Taşlar bağlanmış, köpekler serbest!
Bir atasözümüz var.. “Taşları bağlamışlar, köpekleri serbest bırakmışlar!” Günümüze ne kadar da uyuyor.. Kayseri’de sokak köpekleri iki liseli gence saldırıyor. Birisini...
Bir atasözümüz var..
“Taşları bağlamışlar, köpekleri serbest bırakmışlar!”
Günümüze ne kadar da uyuyor..
Kayseri’de sokak köpekleri iki liseli gence saldırıyor.
Birisini öldürüyor.
Taş dedi isek, kalkıp da köpeğe taş atacak değiliz.
Köpekleri etkisiz hale getirecek olan belediyeye bakıyoruz..
“Elimiz kolumuz bağlı, bizim yetkimiz yok” diyor..
“Taşların bağlı, köpeklerin serbest olması” atasözünün, bir defa daha hayatımızdaki gerçeği ile karşılaşmış oluyoruz..
Somut örnek bir tane, iki tane ile sınırlı değil..
Her alanda, onlarca örneği ile karşı karşıyayız..
Her alanda havlayanlar serbest.. Isıranlar serbest..
Tedbir alacak olanlar, müeyyide uygulayacak olanlar bağlı..
Buyrun somut bir örnek daha..
İki ay öncesinde, “Bir ay sonra iflaslar zirve yapacak” diye ahkam kesen bir Sözcü yazarı (Murat Muratoğlu), söylediği bir ay geçmiş.. Ardından bir ay daha geçmiş.. Müjdelediği iflasları biz beklerken..
Bakın o hangi moda geçip, yalanlarını, sahtekarca yazılarını sürdürmüş:
“Halkın parasıyla halka sadaka!”
Neyi kastediyor, “iflasların artacağını müjdeleyip, şimdi tornistan eden”Sözcü’nün sözde ekonomi yazarı?
Aynen şunu.. Kendi ifadeleri ile aktarıyorum:
“Seçim öncesi anketler kötü geldikçe hükümet can havliyle kime ne vereceğini şaşırmış durumda.”