Üç kadının katilini, feminist avukat savunacak!
Hafta başında ilk haberi okuduğumda.. “Ali not al bu haberi..” dedim, kendi kendime.. Neydi o haber? Vildan Yirmibeşoğlu isimli avukat, İstanbul Barosu tarafından “seri katil Atalay Filiz”in zorunlu avukatı olarak...
Hafta başında ilk haberi okuduğumda..
“Ali not al bu haberi..” dedim, kendi kendime..
Neydi o haber?
Vildan Yirmibeşoğlu isimli avukat, İstanbul Barosu tarafından “seri katil Atalay Filiz”in zorunlu avukatı olarak görevlendirilmiş.
Vildan hanım da açıklama yapmış: “Avukatlığını yapıp yapmayacağımı, düşünüyorum.”
Sanki acilen bir avukat görevlendirmesi yapılmıyor da..
Günlerce sürecek bir düşünme payı olan, serbest avukatlık teklifi yapılıyor.
Dikkatimi çeken bu haberi, not aldım..
“İşin içinde, ince işler var” dedim..
Gelişmeler tam da tahmin ettiğim gibi çıktı.
Tahminim ne idi?
Tahminim, Vildan hanımın bu davayı üstleneceği, çünkü kendisine bu görevin (İstanbul Barosu’ndan değil.. Çok daha derin yerlerden) verildiği, ancak tepkileri frenlemek, kamuoyunu alıştırmak için, “Düşünüyorum” açıklaması yaptığı idi..
Tabii bir yandan Vildan hanım “düşünecek”.
Bir yandan da medyada, Vildan hanımın “ne kadar başarılı bir ceza avukatı olduğu” haberleri pompalanarak, “derin plan” gizlenerek...
Kamuoyunun dikkatleri dağıtılacak..
Üç kadının katil zanlısının (Kadınlardan biri şimdilik sadece kayıp)..
Bir bayan avukat tarafından savunulması normalleştirilecekti..
Sorun.. Sadece avukatın bayan olması değil..
Bu bayan avukatın..