“Vallahi de yalan, billahi de yalan..”
Rahmetli babam, “Gereksiz yere yemin edilmez” diye öğütlerdi.. “Gereksiz yere” ifadesini de.. Öyle genişletici değil.. Daraltıcı yorumla uygulatırdı.. “Neler gereksiz” sorusuna verilen...
Rahmetli babam, “Gereksiz yere yemin edilmez” diye öğütlerdi..
“Gereksiz yere” ifadesini de..
Öyle genişletici değil..
Daraltıcı yorumla uygulatırdı..
“Neler gereksiz” sorusuna verilen cevap..
Hemen her şey, “gereksiz” sonucuna bizi götürüyordu..
O gereksiz..
Bu gereksiz..
Şahsi çıkarın olan şeyler, zaten külliyen gereksiz..
Sonuçta hemen hiçbir konuda, yemin edemeyeceğiniz bir tablo..
Bunun sebebi ne?
Yeminin ana kelimesi olan “Allah” lafzının, gündelik işler için kullanılmaması”na gösterilen özen..
“Allah” lafzının, istismar edilmemesi için gösterilmesi gereken hassasiyet.
Hemen hiçbir şey için yemin edilmemesi tavsiyesine uyduğunuzda....
Sonuçta “Allah” lafzını da, istismar etmeniz kendiliğinden önlenmiş oluyordu..
Biz böyle yetiştik de..
Vaazlarına gittiğimiz, o tarihlerde dikkatle dinlediğimiz Fetullah Gülen, bu temel bakış açısını bilmez mi?