Anlamak isteyenler için Aliya’ya danışmak…
Zaman zaman içinde yaşadığımız hayatı ve bizi sarıp sarmalayan, şaşırtan, öfkelendiren olayları anlayıp yorumlayabilmek için bazı kılavuzlara ihtiyaç duyarım. Kur’an-ı Kerim...
Zaman zaman içinde yaşadığımız hayatı ve bizi sarıp sarmalayan, şaşırtan, öfkelendiren olayları anlayıp yorumlayabilmek için bazı kılavuzlara ihtiyaç duyarım. Kur’an-ı Kerim bunlardan ilkidir ve çok geniş bir düşünce alanı sunar. Ardından muteber teoloji eserleri, içine büyük edebiyatçıları da dahil ettiğim önemli düşünürlerin kitapları gibi pek çok kaynak gelir.
Bugün size yine öyle zamanlarda duruşuna başvurduğum, “O olsa nasıl düşünürdü” diye merak ettiğim Aliya Izzetbegoviç’ten bahsedeceğim.
Aliya İzzetbegoviç ülkemizde çok sevilmektedir. Bana kalırsa bunun nedenlerinden biri hayatını adadığı fikirlerinin ülkemizde yeteri kadar bilinmemesidir. Bilinse idi kendisine bu kadar hoşgörü gösterilir miydi emin değilim… Kendine, düşmanlarına, özgürlüklere, inanca, adalete, kültüre bakışı bizim için sindirilebilir miydi? Böyle bir profili sosyolojimiz arıza çıkarmadan kabul eder miydi? Kabul etse de, aynı saygıyı duyar mıydı? Bunu anlamanın en iyi yollarından biri, aşağıda sıralanacak bazı düşüncelerinin, ülkemizin şu an içinde bulunduğu atmosferde dillendirilmesi halinde alacağı tepkiyi samimiyetle düşünmektir.
Başlayalım…
Aliya bir gün, Saraybosna için verdiği savaşa mistik anlamlar yükleyenleri duyunca onlara şöyle söyledi: “İnsanların özgürce düşündüğü bir Bosna için savaştım ben.“
Genel anlamda Batı dünyasının adaletsizce tenkit edildiği uluslararası bir toplantıda söz alarak şunları söyledi: “Açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların bize faydası olmaz; ama acı gerçekler ilaç olabilir… Batı çürümüş değil; güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. İnsan hakları düzeyi yüksek ve sosyal yardım konusunda daha örgütlü. Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Bunlar, Batılılardan edindiğim tecrübelerim. Batılıların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. Hakikat, İslam en iyisi! Ama biz en iyisi değiliz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kur’an bize bunu emretmiyor mu: Hayırlı işlerde yarışın.”