Biz 30 bin kişi miyiz?
Türkiye’de genel izleyici eğilimini başat popüler değerler belirliyor. Bu değerler kültür ürünleri imal ediyor ve bu ürünler Kemalist’i, İslamcısı, muhafazakârı, Demokratı, Liberali...
Türkiye’de genel izleyici eğilimini başat popüler değerler belirliyor.
Bu değerler kültür ürünleri imal ediyor ve bu ürünler Kemalist’i, İslamcısı, muhafazakârı, Demokratı, Liberali, yobazıyla geniş bir toplumsal zeminde karşılık buluyor.
Fenomen televizyon yapımları Aşk’ı Memnu, Muhteşem Yüzyıl, Siyah Beyaz Aşk, Med Cezir, Çukur, Kara Sevda, Cesur ve Güzel’in; popüler müzik ürünlerinin; magazin programlarının, yarışmaların yalnızca belli bir kesim tarafından tüketildiğini söylemek alınan olağanüstü reytinglere bakıldığında, zekamıza hakaret gibi olur.
Bu yapımların yıkıcı değerlere sahip olduğu, alışılageldik ya da otantik Anadolu kültürü ile hiçbir ortak noktaya sahip olmadığı hatta tamamen zıt olduğu su götürmez bir gerçek.
Böyleyken bu sorunlu ürünlerin fenomen haline gelerek, Türkiye’de bütün (eğer böyle bir şey varsa) ideolojik kesimlerin, günlük yaşamlarını, tercihlerini şekillendirmesi hayli çetin ve çözülmesi gereken bir paradoks olarak önümüzde duruyor.
Çağdaş ve laik değerlere sahip olduğunu beyan eden dar bir çevrenin, söz konusu yapımları memnuniyetle karşılaması gayet anlaşılır bir durum. Bu aynı zamanda dürüstçe bir tavır…