Okumadan Bilen Türkler ve Cahil Macar Köleler
Macar serfler (köleler-köylüler), aileleriyle puszta adı verilen yerde yaşarlar. Burası beyin bahçesinin içinde küçücük bir kulübedir. Çoğu, eskimeden önce domuz ahırı olarak...
Macar serfler (köleler-köylüler), aileleriyle puszta adı verilen yerde yaşarlar. Burası beyin bahçesinin içinde küçücük bir kulübedir. Çoğu, eskimeden önce domuz ahırı olarak kullanılmıştır. Bazen tek kulübe olur, bazense daha fazla…
Bir serf sabahın dördünde uyanır… At ve domuz ahırlarını temizler. İnekleri doyurur, koyunları sağar. Samanları taşır. Ancak bunlardan sonra, saat beş buçukta kahvaltı edebilir. Kahvaltısında bazen, içine soğan ve domuz yağı konulmuş çorba olur, bazense kuru ekmek. Sonra tarladaki asıl işine koyulur. Öğleye doğru Macar kadınlar başlarının üzerine aldıkları sepetlerle tarlaya yollanırlar. Erkeklere öğle yemeği götürürler. Sepetler büyük ve üzerleri örtülüdür. Çünkü serf erkekleri gururludur… Sepetlerin içi dolu görünsün isterler. Sepetlerin içinde çoğu kez çorba kasesi vardır. Kaselerin içi ise nadiren doludur. Ama kadınlar gene de sepetleri tarlaya gösterişli alaylar halinde ve gururla taşırlar. Erkekler de dizlerini kırarak, ekmek parçaları sol ellerinde boş kaseden çorba kaşıklar gibi yaparlar. Tuhaf insanlardır serfler. Baş edilmez yoksulluklarından, birbirlerinden, çorba kaselerinin boş olmasından utanırlar…
****
İşleri ağırdır serflerin. Fakat vücutları zayıftır. Çünkü bir serf her zaman açtır. Yakıcı güneş altında ağır Macar orak ve tırpanıyla saatlerce sert buğday ve mısır saplarını kesmek için çalışır. Bunu, günde on saat yapar. yapmak zorundadır. Başlarında acımasız ırgatlar beklemektedir. Irgatlar serfe küfür de ederler, 18 günde iyi olmayacak bir yaraya sebebiyet vermediği sürece, döverler de. Böylelikle erkek serfler biçer ve arkalarından kadın serfler mısır koçanlarını, buğday başaklarını toplayarak gelirler. Şafaktan alacakaranlığa dek haftanın her günü aralıksız sürer bu çalışma.
****
Eve dönüldüğünde de yeniden atlarla, domuzlarla, koyunlarla ve sığırlarla uğraşırlar. Yorgun vücutları ayakta zor durur artık. Sonra ırgatbaşının emriyle cılız vücutlarını kulübelerine sürüklerler. Bu kez yalancıktan değil, içinde patates parçacıkları olan gerçek bir çorba içerler. Saat 8’i çoktan geçmiştir ve serfin özel yaşamı ancak o zaman başlar.