Provokatörlerin bitmeyen mesaisi!
İstanbul’da oylar sayılmaya devam ediyor. Kimse merak etmesin! Türkiye’de muhafazakar kesim öteden beri demokratik teamüller içinde hareket etmiştir. İktidarını da demokratik süreçleri doğru yönettiği...
İstanbul’da oylar sayılmaya devam ediyor.
Kimse merak etmesin! Türkiye’de muhafazakar kesim öteden beri demokratik teamüller içinde hareket etmiştir. İktidarını da demokratik süreçleri doğru yönettiği, halk egemenliğine yaslandığı ve vesayete karşı başarılı mücadelesi ile kazanmıştır. Varlığını demokratik sisteme borçludur. Bu nedenle kazanan kim olursa olsun saygı duyulacaktır. Oyların yeniden sayılmasıysa daha önce CHP’de dahil tüm partilerin denediği, Hatta dünyada da gerek görüldükçe başvurulan gayet normal bir durumdur.
Dolayısıyla İstanbul’da geçersiz oylar yeniden sayılacak, varsa hukuksuzluklar tespit edilerek gereği yapılacak, oyların işlenmesinde hile yapanlara yargı yolu açılacak ve sonuca göre bir tarafa mazbata verilecektir. Önemli olan bu süreci yönetirken çam devirmemek, provokasyonlara geçit vermemek, “biz kazanırsak hile yok, onlar kazanırsa hile var” algısı oluşturmamaktır.
CHP’nin “Milli iradeye saygı göstermiyorlar, hazmedemiyorlar, dosya kaçırıyorlar, belediyede neler yapıldığıyla ilgili tespitlerimiz var” şeklinde ki söylemleri son derece yanlıştı. Milli iradeye saygı duyulması konusunda oldukça çirkin bir sicile sahip CHP’nin bu iddialarda bulunması hem komik hem de inandırıcılıktan uzak. Koltuğunu bırakırken kurumun demirbaşlarını yağmalayan belediye başkanlarını da biliyoruz, koltuğu bırakmama hırsından başkanlık makamını kurşunlayıp tehditler savuranları da, rakip partinin kapatılmasını alkışlayanları da… Hatta “gerekirse savaşır ama koltuklarımızı vermeyiz” diyenleri de…
Bu çok çirkin ve provokatif bir dil.
İmamoğlu’nun aniden değişen üslubu, sanki kışkırtma amacı taşıyor izlenimi veren Anıtkabir ziyareti , hele o “imza” çok yanlıştı… Anıtkabir üzerinden meşruiyet arayışına girmek İmamoğlu’nun seçim öncesi çizdiği, kimlik siyasetine tevessül etmeme imajıyla tamamen çelişti. Onu 90’lar siyasetine döndürdü. Henüz resmileşmemiş sonuçlar üzerinden yapılan bu tür hareketleri seçmen unutmaz ve hesabını da sorar. İmamoğlu’nun, kendisine bu kadar oy sağlayan yeni siyasi yönelimi iyi okuyamadığı, okusa da yeteri kadar anlamadığı anlaşılıyor. Şayet bu tutumda ısrar ederse ilk seçimde geldiği yere dönmesi muhtemel...