Sistemle değil, kafasına göre!
Ne zaman kendi sahamızda bir maç oynayacaksak, misafir takım hocasının “Türkiye çok güçlü bir ekip, karşılaşmanın favorisi” demesinden nem kaparım. İsveç teknik direktörü de, bir...
Ne zaman kendi sahamızda bir maç oynayacaksak, misafir takım hocasının “Türkiye çok güçlü bir ekip, karşılaşmanın favorisi” demesinden nem kaparım. İsveç teknik direktörü de, bir gün öncesinden buna benzer cümleler kurunca; “Eyvah”dedim.
Maçı endişeyle izlemeye başladım. Zaman geçince, üzerimdeki evham kayboldu. Ama bu takımımızın iyi olduğuna işaret değildi. Evet rahattık, kriz ya da dağılma sürecine girmedik ama; söylendiği gibi “İyi ya da güçlü takım” olmanın belirgin bir izdüşümü yoktu. İlk yarıda 6 pozisyonumuz olmasına ve hatta devrenin bitiş saniyeleri içinde Cengiz Ünder’in müthiş bir fırsatı kaçırmasına rağmen; “Tamam, oldu bu iş” kanısını uyandıracak kıvamda değildik. Maçı istemekte coşkulu, oyunu kotarmakta tempolu, rakibi telaşa dü