16 yılda evrensel model de çöktü
Geride bırakmaya hazırlandığımız hafta, AKP kuruluşunun 16. yılını kutladı. Bu vesileyle, AKP’nin adında simgeleşmiş vaatleri olan adalet ve kalkınma alanlarındaki performansıyla, bu 16 yılın...
Geride bırakmaya hazırlandığımız hafta, AKP kuruluşunun 16. yılını kutladı. Bu vesileyle, AKP’nin adında simgeleşmiş vaatleri olan adalet ve kalkınma alanlarındaki performansıyla, bu 16 yılın iç ve dış güvenlik alanındaki olumsuz sonuçları ve bu ağır bilançonun Türkiye’nin önünü tıkadığını belirtmeye çalıştık.
Bütün bu gelişmeler olurken, bu arada AKP’nin timsali olduğu evrensel bir modelin de çöktüğünü görmezden gelirsek bu partinin geçmişten gelen çizgisini doğru okuyamaz, geleceği konusunda berrak bir fikir edinemeyiz.
16 yaşını, bunun 15’ini iktidarda geçirmiş olarak tamamlamış bulunan AKP’nin en büyük özelliklerinden biri de uluslararası bir ortak yapım olmasıdır.
Gerçekten de AKP Bush’un Körfez müdahalesi sırasında, Ecevit’in yerine geçmek üzere dizayn edilmiş bir Amerikan-Türk ortak yapımıydı.
Olayı yalnızca Körfez müdahalesi sırasında Türkiye’nin direksiyonunda Ecevit’e alternatif yaratmakla sınırlı olarak algılamak veya Bush dönemi ile Neo- Con’ların projesi olarak görmek de bütünü kavramayı engelleyecektir.
Olay Neo Con’ların iktidara tırmanmalarından daha önceki dönemde, CIA sosyal laboratuvarında hazırlanmış bir projeydi ve salt Ecevit’e alternaif yaratmanın ötesinde evrensel bir model oluşturma çabasıydı.
***
“Ilımlı İslam” (ılımlı yazılır, uyumlu okunur) etiketi altında piyasaya sunulan model, Erbakan’ın “Milli Görüş” gömleğini çıkarıp, kapitalist sistem, sınırlı da kalsa, onun aksaksız yürümesini sağlayacak nispeten demokratik bir üst yapıyla ve Batı (emperyalizmi de içerir) uzlaşıp, işleri uyumlu yürütecek dinci yanı da ağır basan bir uygulamayı amaçlamaktaydı.
Model, belirtildiği gibi, CIA tezgâhlarında, önce Türkiye için dizayn edilmişti.
Tayyip Erdoğan geniş kesimleri peşinden sürükleyen, başlangıçta uyumlu görünen politikasıyla, yeni uygulamanın evrensel liderliğine kuruldu.
Bu konumu ile Tayyip Erdoğan, içerde bütün dizginleri eline geçirirken sistemin gereksinim duyduğu dış kaynak akışı için zorunlu güven ortamını sağlıyor, Arap baharına bağlanan umutlara koşut olarak simgesi olduğu “ılımlı İslam”ın ne zamandır aranan ideal model olduğu düşünülüyordu.