Atatürk ve Kemalizm
78. ölüm yılında Mustafa Kemal Atatürk’e ve Kemalizme karşı yoğun saldırılar, daha da arttı. Cumhuriyetin ve laikliğin yeminli düşmanlarının, bağımsızlık savaşının...
78. ölüm yılında Mustafa Kemal Atatürk’e ve Kemalizme karşı yoğun saldırılar, daha da arttı. Cumhuriyetin ve laikliğin yeminli düşmanlarının, bağımsızlık savaşının önderini İngiliz ajanlığıyla suçlayacak kadar abesleşebilen saldırılarının nedenini anlamak mümkündür de, şaşkınlıklarıyla her türlü gericiliğin koltuk değneği durumunda olan tatlı su solcularının gerekçelerine akıl erdirmek güçtür.
Mustafa Kemal Atatürk’ün öyküsü büyük başarılara ulaşmış üstün nitelikli bir tek adamın öyküsü değildir. O, tam herkesin bitti dediği anda, savaşarak uluslaşan ve Anka kuşu gibi kendi külleri içinden doğan bir toplumun, yüzyıllık birikiminin, savaşımının, uyanışının, aydınlanışının öyküsüdür.
Bütün iyilikleri O’na mal etmek de, bütün kötülükleri O’na yüklemek de, toplumu inkâr etmek, tarihini hiç anlamamış olmaktır.
Benimsediğimiz, savunduğumuz, o toplumsal şahlanıştır, yoksa ilahlaştırılmış kişi değil.
O toplumsal şahlanışın önderi ve simgesi olduğu için Atatürk denen Mustafa Kemal tarihimizin en büyük devrimcisidir.
Kuldan yurttaş, birey, ümmetten ulus yaratmak devrimdir.
O, bu devrimin lideridir ve her devrimcinin olduğu gibi onun da karşıtlarının olması doğaldır.
***
İlk kez Kurtuluş Savaşı sırasında, Amerikan basınının önce Kemal’in çeteleri anlamında kullandığı Kemalist sözcüğü zamanla Mustafa Kemal ideolojisini ifade eder olmuştur.
Oysa Kemalizm, kozmogonik bir değerler bütünü, bir ideoloji değildir. Ne ulus kavramı, ne laiklik, ne Cumhuriyet, ne eşitlik ve ifade özgürlüğü, ne aydınlanma Kemalizme özgü kurumlardır.