Bölünme ve terör her yerde
Olay Diyarbakır’ın Sur ilçesinde değil, İstanbul’un Cihangir’inde oluyor; patlayan bomba değil, “torpil” denen çatapat, maytap benzeri oyuncak patlayıcılar, henüz havan topu yok, ama atılan sloganlara...
Olay Diyarbakır’ın Sur ilçesinde değil, İstanbul’un Cihangir’inde oluyor; patlayan bomba değil, “torpil” denen çatapat, maytap benzeri oyuncak patlayıcılar, henüz havan topu yok, ama atılan sloganlara eşlik eden davullar var.
Olay salı akşamı oluyor, önce denize bakan merdivenlerde kızlı erkekli oturmuş, kimi sohbet eden, kimi bira içen gençler taciz ediliyorlar, sonunda kavga çıkıyor, şişeler havalarda uçuşuyor. Apartmanlarda oturanlar dışarıdan gelenlere müdahale ediyor, bir yandan da polisi arıyorlar.
İkinci olay Cihangir’in caddelerinde geçiyor. Yine Tophane’den geldikleri ileri sürülen bir grup, tekbir getirerek, torpil atarak, kafelerde oturanları tahkir ederek yürüyorlar. Masalarda oturanların tepki vermemeleri sayesinde olay daha da tırmanmadan yatışıyor. Bu olayda da mahalle sakinlerinden polisi arayıp yardım isteyen oluyor. Ama her iki olayda da polisten ne bir ses, ne bir tepki... Tık yok.
Cihangir’de yaşananlar ne ilktir ne de sonuncu olacak, ya da bu semtle sınırlı kalacaktır.
İnsanları kaba güçle, tehdit ederek sindirip kendi yaşam biçimini dayatmaya yönelik bir terör eylemidir söz konusu olan.
***
Saldırganların en büyük silahları, “Cihangir yaşam tarzı” olarak algılanan ama ne olduğu tam da belirlenemeyen yaşam biçimine karşı duydukları nefrettir. İktidar tarafından sipariş edilmiş, ısmarlama, körüklenmiş bir nefrettir bu.
Tesettürlü olmak kaydıyla gösterişçi, savurganlığın görmemiş servetini mubah sayar hatta ona özenirken, gerçekte ne kadar karşılığı olduğu çok tartışmalı bir “Cihangiryaşam biçimi” algısına karşı ısmarlanmış bir nefrete dayalı bu terörü, aşağı mahalle ile yukarı mahallenin sınıf farklılıkları ile de açıklayamayız tümüyle.
Zaten davranışın ardındaki etken sınıfsal olmuş olsaydı, bu konuda hiç atlamayan polisin savsaklamasıyla karşılaşmazdık.
Polisin tepkisizliği, ısmarlanmış, nefret ile birlikte kışkırtılmış “mahalle terörü” mekanizmasının ayrılmaz parçasıdır.
Cihangir olayı gerginlik üzerine varlık temeli atmış bir iktidarın ısmarladığı, kışkırttığı nefretin yarattığı bu defa ucuz atlatılmış bir yol kazasıdır.