Çareydi, şimdi kendi sorun oldu
Aslında Türkiye ile Almanya arasında son yıllarda ana sorunlar neler idiyse şimdi de aynıdır. Ankara ile Berlin’in AB, PKK, Kıbrıs ve mülteciler konularına yaklaşımlarında çok önemli...
Aslında Türkiye ile Almanya arasında son yıllarda ana sorunlar neler idiyse şimdi de aynıdır.
Ankara ile Berlin’in AB, PKK, Kıbrıs ve mülteciler konularına yaklaşımlarında çok önemli değişiklikler olmamıştır.
Durum böyle olunca, iki ülke arasında doruğa ulaşmış olan krizin nedenlerini buralarda değil, yeni öğelerde aramak gerekir.
Yeni öğenin Tayyip Erdoğan olduğu belirtildiğinde, bu saptama önce yadırgatıcı gelecektir.
Öyle ya, Tayyip Bey 15 yıldır iktidarda olduğuna göre, nasıl olur da yeni bir faktör olarak nitelenebilir?
Sorunun yanıtı, bu süre içinde Tayyip Bey’in, genelde Batı özelde Almanya açısından hep aynı kalmamış olmasında yatıyor.
Tayyip Bey ve partisi AKP, yeni giysileriyle siyaset sahnesine ilk adım attıklarında, İslamcı akımı “Milli Görüş” gömleğinden sıyırıp, Batı ve kapitalizmin temel çıkarlarıyla uzlaştıracak, “ılımlı İslam”ın (ılımlı yazılır ama uyumlu okunur) öncüleri olarak bir çare gibi görülmekte ve bu niteliğiyle dünyaya örnek model olarak sunulmaktaydı.
2001- 2002’nin Tayyip Bey’i buydu.
2016- 2017’nin Tayyip Bey’i ise aynı Tayyip Bey değildir.
2001’de çare olarak görülen Tayyip Bey’in aradan geçen zamanda bizzat kendisi Almanya ve Batı için sorun olmuştur.
***
Zaman Tayyip Bey’in beklendiği kadar uyumlu olmadığını göstermiş ve onunla ilgili olarak ne yapacağı belli olmaz, denetlenemez bir diktatör algısı oluşturmuştur.
Burada bir büyük yanılgıdan özenle kaçınmak gerek. Almanya’nın sık sık Tayyip Bey’in insan hakları ihlallerini gündeme getirmesine bakarak, asıl sorunun insan haklarında odaklandığını sanmak yanlıştır. Asıl sorun zaman içine Tayyip Bey’in ne yapacağı belli olmaz, denetlenemez bir kişi olmasındadır, demokrasi karşıtı olmasında değil.