Çözümün yolu Şam’dan geçiyor
Trump’un Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’u, “dâhiyane!” bir buluşla Dalton’a benzeten Devlet Bahçeli, Özal döneminde Teksas- Tommiks’te kalmış olan engin siyasi kültürün şimdi...
Trump’un Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’u, “dâhiyane!” bir buluşla Dalton’a benzeten Devlet Bahçeli, Özal döneminde Teksas- Tommiks’te kalmış olan engin siyasi kültürün şimdi Red Kit’e kadar uzandığının kanıtı. “Hayırlı olsun!” diyelim.
Şaka bir yana, kritik günler geçiriyoruz.
Trump’un 19 Aralık tarihli herkesi şaşırtan Suriye’den çekilme açıklamasının üstünden pek uzun süre geçmeden, aslında Washington’un bölge üzerindeki hesaplarından ve PYD-YPG ile ittifakından vazgeçmediğinin ortaya çıkması ve Washington’un Türk-Kürt ilişkileriyle ilgili çirkin açıklamaları bu gerginliği kaçınılmaz kılmıştı. Tayyip Erdoğan’ın Bolton’a İbrahim Kalın’ı göstererek “Senin muhatabın bu!” demiş olması, Ankara’nın bu kez Washington karşısında, yüksek tonda konuşacağını göstermektedir.
Bu tavır kararlılık ifadesi olarak yerindedir.
***
Fakat bu yetmez, Ankara’nın Washington karşısında alternatiflerini çoğaltması ve manevra yeteneğini artıracak önlemleri de alarak, elini güçlendirerek çıkması da gerekir.
Kamuoyunun yakından tanıdığı Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Cumhurbaşkanı’nın New York Times’daki yazısından hareketle “Türkiye, ABD’nin boşalttığı alana girmek istiyor ve bölgeyi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad güçlerine bırakmaya niyetli görünmüyor” diyor.
Eğer gerçekten öyleyse, Suriye bunalımı başladığından bu yana hep yanlış hesap peşinde olan Türkiye yeni diplomatik bir hata daha yapıyor demektir.
Son zamanlarda, Suriye’nin toprak bütünlüğünü dilinden düşürmeyen ve ABD...