Dimyat’a giderken...
Şu İncirlik Üssü ne garip değil mi? Herkes kullanıyor, Türkiye hariç. Suriye’ye iki adım mesafedeki üsten, Rusya’nın tehdidinden korkan Türkiye burnunu bile çıkaramıyor ve Suriye’yi bombalamak...
Şu İncirlik Üssü ne garip değil mi? Herkes kullanıyor, Türkiye hariç. Suriye’ye iki adım mesafedeki üsten, Rusya’nın tehdidinden korkan Türkiye burnunu bile çıkaramıyor ve Suriye’yi bombalamak üzere uçak kaldıramıyor. Onun yerine “Sünni Ittifakı”ndaki büyük müttefikimiz, Suudi Arabistan uçaklarını göndereceğini açıkladı.
Gelsinler ve tepe tepe kullansınlar! Tıpkı ABD’nin yaptığı gibi...
Ne demişler? “At binenin, üs kullanabilenin!”
Bölgede herkes cirit atıyor. Bir tek Ankara kıpırdayamıyor. Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizinden sonra, Moskova Suriye’yi Ankara’ya yasaklamış bulunuyor.
Ankara’nın güvendiği dağlara da karlar yağmış, NATO da müttefikine arka çıkmamış durumda.
Erdoğan - Davutoğlu diplomasisi Suriye krizini, sonra da savaşını bir türlü doğru okuyamadı.
Yanlış öncelikler oluşturdu, yanlış beklentilerin peşinden koştu, kabul ettiremeyeceği kırmızı çizgiler çekti, uyarılara kulak asmayarak yanlışta direndi. Sonunda Tayyip Erdoğan 2016 Ortadoğusu’nun en yalnız, en kritik durumdaki lideri konumuna düştü.
Hani neredeyse Beşşar Esad’a sorsalar “Tayyip Bey’in yerinde olmak ister misin?” diye “Allah yazdıysa bozsun!” yanıtını verecek savaştaki Suriye lideri.
***
Tayyip Bey bölgeyi baştan beri yanlış okuyor. Yalnızca burada sıkça sözünü ettiğim mezhepçi yaklaşımını, Ihvancı saplantısını kastetmiyorum.
Ama Irak’taki gelişmeleri de yanlış okudu Erdoğan. 1 Mart 2003 tezkeresinin ateşli savunucusu olan ve bu niteliğini geçen gün bir kez daha vurgulayan Tayyip Bey, bir zamanlar kendini “BOP’un eşbaşkanı” ilan etmişti.