Evren de yüzde 91 almıştı
Artık akademisyenler ikiyi ayrılıyorlar: Cici akademisyenler, kaka akademisyenler. Cici akademisyenlere “ak–ademisyen”, kaka akademisyenlere de “kaka-demisyen”diyorlar. Bu sonunculara...
Artık akademisyenler ikiyi ayrılıyorlar: Cici akademisyenler, kaka akademisyenler.
Cici akademisyenlere “ak–ademisyen”, kaka akademisyenlere de “kaka-demisyen”diyorlar. Bu sonunculara kimilerinin “lümpen” dediği de oluyor. Uyumuyor ama uysa da deniyor uymasa da...
Geçen gün TV’deki bir tartışma programında, öz “ak-ademisyen”lerden biri, TayyipBey’e, Kılıçdaroğlu’nun “diktatör bozuntusu” demesini eleştiriyordu.
Hemen belirteyim ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu davranışını ben de uygun bulmuyorum. Hem bir ana muhalefet liderine, özellikle de Kemal Bey’in birikimine yakışmıyor, hem de girişim failine fayda sağlamıyor.
Kişioğlu siyasette bir söylemde bulunmadan önce, kendine şu soruları sormalı:
- Bana veya temsil ettiğim kuruma yakışır mı?
- Bana veya temsil ettiğim kuruma bir yarar sağlar mı?
Her iki sorunun da yanıtı olumlu değilse, o söylemden vazgeçmek gerekir.
Kemal Bey’e yakışmayan bu söylemin, ona da partisine de getirisi olmayacaktır.
Her neyse benim üzerinde durmak istediğim husus, saygıdeğer “ak-ademisyen”in Tayyip Bey hakkındaki şu sözleri oldu:
- Kendisi halk tarafından yüzde 52 oyla seçilmiştir, meşrudur .
***
Tayyip Bey’in halkın iradesiyle seçildiği, oylamanın milli iradeyi yansıtan, dürüst bir seçim olduğu tartışma götürmez.
Ancak, eğer sayın “ak- ademisyen” Tayyip Bey’in yüzde 52 oyla seçildiği için ne yaparsa yapsın meşru olduğunu söylemek istiyorsa, orada yanıldığını belirtmeliyim.
Çünkü, Sayın Tayyip Erdoğan, yapılan seçimde yüzde 52 oranında oy ile, anayasanın 104. maddesinde belirtilen yetkileri kullanmak üzere seçilmiştir.
Cumhurbaşkanı’nın meşruiyeti ancak, tasarruflarının 104. maddedeki yetkilerin sınırlarını aşmaması halinde söz konusudur.