Haldun Taner artık bize fazla
Son Osmanlı Meclisi Mebusan’ı ile Darülfünun, mensubu olan ve yazıları, dersleri, konferansları ile Kurtuluş hareketinin, Türkiye’nin bağımsızlığının, işgal İstanbul’undaki...
Son Osmanlı Meclisi Mebusan’ı ile Darülfünun, mensubu olan ve yazıları, dersleri, konferansları ile Kurtuluş hareketinin, Türkiye’nin bağımsızlığının, işgal İstanbul’undaki savunucusu Ahmet Selahattin Bey, ani ölümüyle oğlu Haldun’u beş yaşında yetim bıraktı.
Haldun Taner’i, kocasının ölümünden sonra kayınpederinin konağına yerleşen annesi tek başına büyüttü.
Ahmet Selahattin’in Galatasaray’da parasız yatılı okuyan oğlu Haldun, devlet bursuyla iktisat ve siyasal bilimler okumak üzere gittiği Heidelberg’de vereme yakalanınca, tahsilini yarıda bırakarak yurda geri döndü. Ondan sonra da edebiyat, tiyatro ve gazetecilik alanlarında parladı.
Haldun Taner, bu alanlarda, öğretmen niteliğiyle de sivrilmişti. Ahmet Selahattin’in oğlu, öğretmenliği adeta babadan tevarüs etmişti. Gelecek vaat eden gençlerin ellerinden tutup yetişmelerine katkıda bulunmak, Haldun Taner’in asli uğraşları arasındaydı. Türk yazınının ve tiyatrosunun nice değerinin kazanılmasında Haldun Taner’in katkıları vardır.
***
1950’li yıllarda, önce öykücü olarak çok parlak bir çıkış yapıp, öykünün unutulmazları arasındaki yerini alan Haldun Taner için, yıllarca birlikte çalıştığı, öğrencisi ve iş arkadaşı aktör Metin Akpınar şunları söylemiştir:
-Haldun Bey Türk tiyatrosunu iki kez içine yuvarlandığı çıkmazdan çekip çıkarmıştır.
Gerçekten de Haldun Bey önce 1960’lı yıllarda, epik tiyatroyu getirerek, daha sonra da kabare türünün gelişmesine önayak olarak, tiyatromuzu saplandığı durgunluktan çekip almıştır.
Bu yüzden, Kadıköy’deki tiyatro binasına seçkin tiyatro yazarı ve öncü tiyatro adamı Haldun Taner’in adının verilmesi son derecede yerinde olmuştur.
Haldun Bey ömrünün son yıllarını Mühürdar Caddesi ile Yaver Bey Sokağı’nın köşesindeki binada geçirmiş, hatta kitaplarından birine adını veren “Yalıda Sabah”öyküsünü de orada yazmıştır.