Her yerde gerginlik
Haldun Taner, uzun bir aradan sonra yeniden gazetede haftada bir köşe yazısı yazmaya başladıktan sonra bir gün soruma yanıt olarak, yazılarına olumsuz tepki almadığını, tek istisnanın bir büyük kulübün...
Haldun Taner, uzun bir aradan sonra yeniden gazetede haftada bir köşe yazısı yazmaya başladıktan sonra bir gün soruma yanıt olarak, yazılarına olumsuz tepki almadığını, tek istisnanın bir büyük kulübün başkanı hakkındaki yazısı olduğunu, ona, hiç ummadığı en ilgisiz yerlerden bile gelen tepkilerin, hatta baskı girişimlerinin kendisini şaşırttığını söylemişti. Haldun Taner’in yaşamöyküsünü bilmeyenler bile, eşsiz “Fasarya” öyküsünü okuyunca, büyük yazarımızın futbola yabancı olmadığını kolaylıkla anlarlar. Haldun Hoca’nın “Devekuşuna mektuplar”ındaki üslubunu da bildiğimden, o zaman böylesine canhıraş bir tepki görmüş olmasına şaşırmıştım. Üstelik unutmayalım ki o dönemde futbol, televizyon sayesinde toplumun tümünü ilgilendiren, evde ailecek hep birlikte de seyredilen bir “gösteri sanayi” değildi. Konunun hassasiyetini kendim de futbol yazmaya başladığımda, “Cimbom’u yeterince iyi göstermediğim” savıyla, aldığım tepkilerle, yaşayarak, anladım. O yüzden aşağıda yazacaklarımın Fenerbahçe düşmanlığı veya Aziz Yıldırım karşıtlığıyla ilgisi olmadığını özellikle belirtmek zorunluluğunu duyuyorum.