Hüsran
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kalbinden vuran terör eylemi sonrasında yapılan açıklamalar, özellikle de Ankara’ın eylemin sorumlularıyla ilgili olarak sunduğu bilgi ve “deliller” karşısında ABD’nin...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kalbinden vuran terör eylemi sonrasında yapılan açıklamalar, özellikle de Ankara’ın eylemin sorumlularıyla ilgili olarak sunduğu bilgi ve “deliller” karşısında ABD’nin tutumu, iki ülke arasında ciddi bir güven bunalımının varlığı yolundaki görüşleri bir kez daha su yüzüne çıkardı.
Obama ile Erdoğan arasındaki uzun telefon konuşmasının ardından Washington ve Ankara’dan yapılan açıklamalardaki farklılıklar ise güven bunalımının tırmanacağını gösteriyor.
Birbirini izleyen eylemlerin sonucunda, içinde bulunduğu bölgenin yanı sıra, devletin erklerindeki keyfiliğin ürünü istihbarat zaafıyla, gırtlağına kadar battığı etnik iç savaşın da etkisiyle, Türkiye artık terör açısından büyük risk taşıyan ülkelerin başında yer alıyor.
Çok kaygı uyandırıcı olan bu durumdan daha kötüsü de, Türkiye’nin artık güvenilemez bir ülke haline gelmesidir ki, bu da terörle mücadeleyi de olumsuz etkilemektedir.
Aslında Türkiye ile ABD arasındaki güven bunalımı yeni değil. Washington çeşitli vesilelerle, çeşitli mevkideki yetkilileri aracığıyla kâh örtülü kâh açık bir şekilde Tayyip Bey’in güvenilirliği konusundaki kuşkularını dile getirmişti.