İki sevgili

Bugün “14 Şubat Sevgililer Günü”. Ben bir süredir, Sevgililer Günü veya sevgili dendiğinde hepimizin tanıdığı iki sevgili, Gülriz Sururi ve Engin Cezzar’ı hatırlıyorum. Yok yok...

Bugün “14 Şubat Sevgililer Günü”. Ben bir süredir, Sevgililer Günü veya sevgili dendiğinde hepimizin tanıdığı iki sevgili, Gülriz Sururi ve Engin Cezzar’ı hatırlıyorum. 
Yok yok, Engin Cezzar’ın gençliğimin Hamlet’i, Keşanlı Ali’si, bütün hünerlerinin yanı sıra insanı kapıp götüren yazar Gülriz Sururi’nin yaşamımın eşsiz İrma La Douce’u, bütün kadınlar adına ebedi gençliğin simgesi olmasından dolayı, değil, tek tanığı olduğum unutulmaz bir olay yüzünden anımsıyorum. 
Engin Cezzar’ın, vasiyeti üzerine gömüldükten sonra aldığımız ölüm haberi ulaşmadan az önce, Gülriz Hanım’ın son kitabı Zefiros’u yeni bitirdiğimden, unutulmaz oyuncunun sağlık durumundan haberdardım. 
Zaten bir süre önce de Pera Müzesi’nde karşılaşıp konuşurken, beni uyarmışlardı: 
Engin Cezzar kan sulandırıcı ilaçlarını birden kestiği için beyninde oluşan hasar yüzünden afaziye yakalanmıştı. 
Konuşma bozukluğu demek olan afazide, hasta söyleneni anlıyor, aklından söyleyeceklerini doğru tasarlıyordu ama bunlar seslendirildiklerinde, anlamsız hecelere dönüşüyordu. 
O gün Pera Müzesi’nde Engin Cezzar, konuşurken İtalyanca izlenimi veren garip sesler çıkarıyordu. 
Afazisi konusunda uyarıldığım için Engin Cezzar konuşurken şaşırmamıştım.

***

Aradan bir süre geçti. Bir gece dostlarım Mehmet Karaören ve Ata Sakmar ile arada gittiğim ve çok beğendiğim, Karaköy Lokantası’ndaydık. Biraz ötemizde iki kişilik bir masada Gülriz Sururi ile Engin Cezzar oturuyorlardı. Toplumun hayranlığının ağır yükünü ömür boyu taşımaktan belki de zaman zaman yorulmuş olan bu iki seçkin insanı özel yaşamlarında taciz etmekten çekindiğimden, kısaca selamlaştık, geçip masamıza oturduk. 
Masamızda sohbet koyulaşmıştı. Bir ara gözüm Engin Cezzar ile Gülriz Hanım’ın masasına kaydı. Birbirlerinin gözlerine dalmışlar, fısıl fısıl, alçak sesle konuşuyorlardı. 
Gülriz Hanım, Engin Cezzar’ı gülümseyerek uzun uzun dinliyor, sonra da sakin sakin yanıtlıyordu. 
Sanki Engin Cezzar’ın afazisi yok gibiydi. İkisi de birbirlerinin söylediklerini mükemmel anlıyorlardı. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İyi insan 19 Mart 2024 | 669 Okunma Laiklik nedir? 06 Mart 2024 | 220 Okunma Yıldönümü 03 Mart 2024 | 121 Okunma Aslında biliyorlar 01 Mart 2024 | 88 Okunma Vatan nöbeti 27 Şubat 2024 | 301 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar