Kenan bahane
Söyleme bakarsan sanırsın ki, demokrasinin önündeki engelleri kaldırmak, özgürlüklerimizi tehdit eden tehlikeyi savuşturmak için harekete geçilmiştir. Söyleme bakarsan, demokrasiyi engelleyen 12 Eylül...
Söyleme bakarsan sanırsın ki, demokrasinin önündeki engelleri kaldırmak, özgürlüklerimizi tehdit eden tehlikeyi savuşturmak için harekete geçilmiştir.
Söyleme bakarsan, demokrasiyi engelleyen 12 Eylül Anayasası değiştirilecek, yerine yenisi konacaktır.
Anayasa değişecek de ne olacak?
Bir zamanlar Kenan’ın darbe ile oturduğu makama, Kenan damgalı 12 Eylül Anayasası’nın bile veremediği diktatoryal yetkiler Tayyip’e verilecektir.
Kenan, gelmiş geçmiş, ölmüş gitmiş, tarih olmuş, geride kalmış.
Tayyip ise burada, halen başımızda iktidar olarak duruyor. Fiilen bütün yetkileri elinde topladığı, “askeri vesayet anayasasını değiştiriyoruz” bahanesiyle 12 Eylül 2010 referandumuyla, yargı bağımsızlığının köküne kibrit suyu ekerek, elde ettiği dikta olanağı yetmiyormuş gibi, şimdi daha yenilerini istiyor. Bu durumda insanın haykırası geliyor:
- Etmeyin eylemeyin mollalar! Söyleyin şu anda tehdit kim? Kenan mı, Tayyip mi?
Şu anda başımızdaki sorun, tehdidi de aşmış, dikta olgusu olarak oturan Tayyip.
Tayyip Bey’in Başkan Baba Anayasası tutkusu sorunu daha da ağırlaştırıyor.
Ama vaveyla Kenan Anayasası üzerinde koparılıyor.