‘Kudüs, kırmızı çizgimizdir’
Sinemanın dehalarından Stanley Kubrick’in 1964 yapımı Dr. Strangelove adlı yapıtı, ABD’nin nükleer silah taşıyan uçak üslerinden birinin komutanının bir hezeyan sonucu kendi inisiyatifiyle Sovyetler’e...
Sinemanın dehalarından Stanley Kubrick’in 1964 yapımı Dr. Strangelove adlı yapıtı, ABD’nin nükleer silah taşıyan uçak üslerinden birinin komutanının bir hezeyan sonucu kendi inisiyatifiyle Sovyetler’e nükleer saldırı ateşleme girişimiyle başlayan olaylar dizisinin, sonunda nasıl topyekûn nükleer savaşa yol açtığını anlatır.
Nükleer dehşet dengesinin dorukta olduğu bir dönemde çekilen bu kara komedide işlenen tema o dönemde uzmanların gerçekten de tüylerini diken diken eden ciddi bir olasılıktı.
Aradan yarım yüzyıldan fazla zaman geçti. Sanal bir kahraman olan General Jack D. Ripper değil de başka bir gerçek delinin ateşlediği bomba dünyayı sonu nereye varacağı henüz bilinmeyen bir kargaşanın içine atıverdi.
Kanlı canlı çılgın ABD Başkanı Trump’ın ateşlediği bomba, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu tanıma ve ülkesinin büyükelçiliğini oraya taşıma kararıydı.
Böylelikle, nükleer dehşet dengesinin geride kalmış olmasına rağmen, insanlığın kaderinin hâlâ delilerin elinde olmasının sürdüğünü herkes gördü.
Gırtlağına kadar popülizm batağına batmış Trump’ın dünya kamuoyunun büyük çoğunluğu tarafından olumsuz karşılanan son kararının mantıklı bir açıklamasını yapmaya uğraşanlar fena halde zorlandılar.
*** Türkiye’nin siyaset arenasında oybirliği ile kınanan Trump’ın kararına gerekçe ararken ileri sürülenler içinde üzerinde en titizlikle durulması gerekeni, eski Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in Rusya’nın son başkanlık seçimlerine müdahalesi konusunda yalan söylediğini kabul edip mahkeme ile işbirliği yapmaya karar vermesi üzerine, içeride başı daha da sıkışan Başkan’ın basın ve kamuoyunda etkisi olan çevrelerde kendisine...