‘Kürtler giremez!’
Çocuğu panzer eziyor, “terörist öldürdü” diyorlar... Taş atan çocuklara 12 yıl veriyorlar, oysa batıda, adam öldürenler 3-4 yılda çıkıyor... Hükümet, PKK ile değil, milleti...
Çocuğu panzer eziyor, “terörist öldürdü” diyorlar... Taş atan çocuklara 12 yıl veriyorlar, oysa batıda, adam öldürenler 3-4 yılda çıkıyor... Hükümet, PKK ile değil, milleti ile mücadele ediyor... Kimsesizler mezarlığında gömülü olanların isimleri yok, numaraları var, insanın içi eziliyor... Oraya göreve giden polisler, herkesin PKK’li olduğuna inandırılmışlar... Hepimizin evleri talan edildi... Şu resmini gördüğün babaannem 4 aydır hapiste, gösteri yapanların elebaşısıymış... Devlet Kürtlere samimi davransın, artık Kürt Türk ayrımı yapmasın!.. Artık Bodrum’da bile güvende değiliz...
Güneydoğu’nun bir kentinde öğretmen olan, yazları Bodrum’da garsonluk yapan bir Kürt genciyle Bodrum koylarının lacivert sularına bakarak konuşuyoruz bütün bunları.
Adını vermeyeceğim, “Devlet bize samimi davransın, Kürt Türk ayrımına son versin!”diyen Kürt gencinin talebi devletin Kürt’ü de Türk’ü de ayrım yapmadan kucaklaması.
Bu yaz memleketinden beraberinde, Bodrum’a garsonluk yapmaya getirdiği 16 yaşındaki komşusunun, bir zamanlar, siper kazan çocuklar arasında olduğunu, şimdi iş bularak kendini kurtardığını, bu olanakların herkese sağlanması gerektiğini anlatıyor, genç dostum.
Irak Kürdistan’ında da çalıştığını, oraların Türkiye seviyesine erişmesi için yüzyıl gerektiğini ve bu yüzden, demokratik özerklik gibi bir talebi olmadığını söyleyen muhatabımın dile getirdiklerinin benzerini Ahmet Hakan’ın 14 Eylül tarihli yazısının şu satırlarında aynen bulmak mümkün:
“Mehter marşlarıyla...
Bayraklar çekerek...