Lafa gelince... İşe gelince...
Hani “Bayram değil seyran değil, eniştem beni neden öptü?” diye bir deyiş vardır, CHP’nin son tüzük kurultayı da öyle, neden yapıldığını anlayan varsa beri gelsin! Alelacele hazırlanıp...
Hani “Bayram değil seyran değil, eniştem beni neden öptü?” diye bir deyiş vardır, CHP’nin son tüzük kurultayı da öyle, neden yapıldığını anlayan varsa beri gelsin!
Alelacele hazırlanıp, kurultaya sunulduğu izlenimi yaratan önerilerin ne yenilik getirdiğini kimse söyleyemiyor, olsa olsa tek milletvekili çıkarılan yerlerde merkez yoklaması yapılması geliyor akla ki o da üyelerin çoğunluğu tarafından eleştiriliyor.
48 milletvekilinin imzaladığı sekiz maddelik istemi içeren önerilerin özeti de parti üyelerinin iradelerine saygı ve her kademede hizmete, göreve talip olanların seçimle gelmesi.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekilleri ve parti meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıda bütün eleştirilerin dikkate alınacağını, yeni tüzüğün bunların ışığında biçimlendirileceğini söylemiş, ama 3 Mart tarihli Cumhuriyet’te arkadaşımız İklim Öncel’in haberinden anlaşıldığına göre, epeyce de sinirlenmiş. Kemal Bey’in şu sözlerine bakın:
- Lafa gelince hepiniz konuşuyorsunuz, ama işe gelince aynı tavrı göstermiyorsunuz. Hepinizin karnesi elimde.
Doğrusu ya Genel Başkan’ın bu sözlerine hazır bulunanlar alınsalar da yeridir.
Ama kabul etmek gerekir ki Genel Başkan bu sözlerinde o kadar da haksız değildir.
***
Ne ki Kemal Bey’in hakkını teslim etmek sorunu çözmüyor ve şu soru geliyor akla:
- Madem öyle, tüzüğe bu duruma karşı neden bir hüküm getirmediniz?
Yıllardır, ısrarla yinelediğimiz husus, CHP’nin halen sahip olduğu örgütlenme modelinin kendisinden beklenen işlevi yerine getirmediğidir. Çeyrek yüzyılı aşkın süredir, pa...