Mahalle - devlet el ele
Türkiye’de rejimin vidaları her geçen gün biraz daha sıkılmakta. Rejim, her şeyi Reis’in iki dudağı arasında bulunan yasama çoğunluğu, yine tümüyle Reis’in emrindeki yürütmesiyle, nihayet...
Türkiye’de rejimin vidaları her geçen gün biraz daha sıkılmakta. Rejim, her şeyi Reis’in iki dudağı arasında bulunan yasama çoğunluğu, yine tümüyle Reis’in emrindeki yürütmesiyle, nihayet yandaşlığı her gün artan, tepeden tırnağa hallaç pamuğu gibi atılan yargısıyla vatandaşı boğan cendereyi sıkıştırmakta.
Bu durumda kimi iyimserler, rejimi hâlâ otoriter olarak nitelemekte, oysa tek adamcı totaliter rejim çoktan ceberutluk sınırını aşmış bulunmakta.
Otoriter baskıcı rejimin çok ötesindeki totaliter rejimlerde, iktidara boyun eğmek, onu herhangi bir alanda eleştirmekten sakınmak yetmez, aynı zamanda beşikten mezara tüm bir ömür, bütün ayrıntılarıyla, hükümranın rotasına uymak zorunluluğu da vardır.
Kime oy vereceğini, siyasi iktidara nasıl boyun eğeceğini dayatmayla yetinen, bunun dışında yurttaşa belirli bir hareket alanı tanıyan otoriter rejimin tersine, totaliter rejim, yurttaşın ne yeyip ne içeceğinden, ne giyeceğine, nasıl hareket edeceğine, nasıl flört edeceğine, nasıl sevişeceğine, nasıl doğuracağına kadar her alanda tam bir “bir örnekteliği” dayatır.
***
Otoriter rejimin yurttaşı tam anlamıyla özgür değildir, siyasal iktidarın denetlenmesi, toplumsal yaşamın kurallarının saptanması konusunda söz hakkına sahip olmayan bir esirdir ama yine de bazı alanlarda tercih hakları tasarruf yetkisi olan bireye dönüşme imkânına, örneğin kendi bedeni üzerinde tasarruf hakkına sahiptir.