Ne sanıyorduk ki?
7 Haziran seçimleri öncesi, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı AKP’nin elindeydi, başka bir deyişle Tayyip Bey’in iki dudağı arasındaydı. Ayrıca HSYK...
7 Haziran seçimleri öncesi,
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve
TBMM Başkanlığı AKP’nin elindeydi, başka bir deyişle Tayyip
Bey’in iki dudağı arasındaydı. Ayrıca HSYK vasıtasıyla yargının denetimini de Tayyiban’ın eline vermişti.
7 Haziran seçimlerinde oluşan kompozisyon, Türkiye’yi 13 yıl tek başına yönetmiş olan AKP’nin yani Tayyip Erdoğan’ın Meclis’teki çoğunluğu, CHP, MHP ve HDP’ye kaptırmasına yol açtı.
Böylelikle büyük bir fırsat doğmuş gibi görünüyordu:
Muhalefet, yasama çoğunluğunu eline geçirmişti. Artık TBMM Tayyip Bey yasalarının oluşum sürecinin tamamlanma organı, yani formalite olmaktan çıkabilir, koalisyonlar yoluyla AKP iktidardan uzaklaştırılabilirdi.
Bu hesabın yanlış olduğu, daha TBMM Başkanlığı seçiminin dördüncü turunda,Bahçeli’nin desteğiyle, AKP’nin adayı İsmet Yılmaz’ın seçilmesiyle ortaya çıkıverdi.
7 Haziran’ın üzerinden şunun şurasında üç hafta geçtikten sonra, bugün yine Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı Tayyip Bey’in elindedir.
***
Hayaller çabuk solmuş, AKP’nin içinde yer almadığı bir hükümet de hayal olmuştur.
AKP- MHP’nin toplamı TBMM’de çoğunluğa sahip olduğuna, ve Bahçeli’nin geçmişte birçok kez olduğu gibi bugün de AKP’ye, daha doğrusu Tayyip Erdoğan’a destek olmayı sürdüreceği belirginleştiğine göre, 7 Haziran seçimlerinin demokrasi açısından onarıcı etkisi sıfırlanmıştır.