O da OHAL, bu da OHAL
Fransa’da dün yani 1 Kasım 2017’den itibaren, 13 Kasım 2015’te 130 kişinin ölümüyle sonuçlanan Paris’teki terör eylemlerinin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) sona erdi. Fransa’da OHAL...
Fransa’da dün yani 1 Kasım 2017’den itibaren, 13 Kasım 2015’te 130 kişinin ölümüyle sonuçlanan Paris’teki terör eylemlerinin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) sona erdi.
Fransa’da OHAL uygulamasının olması, 15 Temmuz 2016 olaylarının ardından OHAL ilan eden AKP’nin bu alandaki kendi icraatını savunmak için sarıldığı bir savdı. Şimdi ondan mahrum kaldı.
Aslında Fransa’daki OHAL uygulaması, AKP’yi değil, onun baskı politikasını eleştirenleri haklı çıkarıyordu, ama hazretler bir laf ederken sözlerinin tutarlı olmasına özen göstermeye gerek duymazlar ki.
Örnek mi istiyorsunuz?
Alın size Bekir Bozdağ!
Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, sayın Cumhurbaşkanı’na “faşist diktatör” diyerek ayıp eden, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan’a “eğer faşist diktatör olsaydı, öyle konuşamazdın” yanıtını verirken Ankara Cumhuriyet Savcısı, Tezcan hakkında soruşturma açmıştı bile.
Söylediği lafın nereye varacağını düşünmeden konuşan Bozdağ’ın yanıtına itibar ederseniz, Ankara Cumhuriyet Savcısı’nın da Bülent Tezcan’ı doğruladığı sonucuna varırsınız.
Aynı şekilde, Fransa’daki OHAL uygulamalarını AKP’nin OHAL uygulamalarıyla kıyaslarsanız, bugünkü iktidarın değil, onu eleştirenlerin haklı çıktığını görürsünüz.
***
Fransa’da da, Türkiye’de de, yakın tehlike durumunda başvurulan bir tedbir olan OHAL uygulamalarına kimi başka demokratik ülkelerde de rastlandığı doğrudur. Ama şimdiye dek hiçbir demokraside, AKP’nin on beşinci ayını dolduran OHAL uygulamasına benzer dehşet verici bir duruma rastlanmamıştır.
Eğer Fransa’daki o hal, OHAL ise Türkiye’deki...