On altı yılın bilançosu çok ağır
Perşembe günü, 16. kuruluş yıldönümünü büyük yanılsama parkı “Harikalar Diyarı”nda kutlayan AKP’nin, seçmenine iki büyük vaadi, adalet ve kalkınma alanlarında yaya...
Perşembe günü, 16. kuruluş yıldönümünü büyük yanılsama parkı “Harikalar Diyarı”nda kutlayan AKP’nin, seçmenine iki büyük vaadi, adalet ve kalkınma alanlarında yaya kaldığını yazmıştım.
Bugün de on altıncı yaşını idrak ederken iktidarının da on beşinci yılını yaşayan AKP’nin dış ve iç güvenlik alanlarındaki bilançosuna bakalım.
AKP’nin iktidara gelişi ile Ortadoğu’ya Amerikan silahlı müdahalesi eşzamanlıdır.
AKP’yi dizayn edenler de, partinin yerli kurucu ve yöneticileri de, zaten bu müdahale vesilesiyle oluşturulmuş kuruluşun ABD yanında, onun yönlendirmesi altında önemli roller oynayacağı, Washington’ın göstereceği hedefler ve çizeceği sınırlar ile uyumlu olarak, bölgede ağırlık sahibi olacağını düşünmüşlerdi.
Bu tasavvurlar, daha ilk adımda TBMM’de yapılan tezkere görüşmelerinde darmadağın oldu.
Ankara, daha ilk adımda büyük operasyonda kendine düşeni yerine getirememiş ve ABD güçlerinin Türk toprakları üzerinden Irak’a girişini sağlayacak kararı TBMM’den çıkaramamıştı.
Gerçi bu durum Tayyip Erdoğan’ın, BOP eşbaşkanlığına adaylığını teyit etmesine engel olmamıştı ama Washington Ankara’yı artık eşbaşkan olarak görmekten vazgeçmişti.
Irak ve ardından patlak veren Suriye krizleri sırasındaki yanlış politikaları sonunda Türkiye bölgede kırmızı çizgileri sürekli çiğnenen, ağırlığı gittikçe azalan, inisiyatifi değişik Kürt güçlerine kaptırmış bir ülke konumuna geriliyordu.