Önce bu kafayı değiştirmek gerek
Eğer uluslararası alanda attığınız adımla, bütün tarafları karşınıza almayı becerebiliyorsanız, sizin politik becerinize verilecek not 0’dır. Eğer kırmızı çizgilerinizi...
Eğer uluslararası alanda attığınız adımla, bütün tarafları karşınıza almayı becerebiliyorsanız, sizin politik becerinize verilecek not 0’dır.
Eğer kırmızı çizgilerinizi açıkladığınızda içeride ve dışarıda alay dolu kahkahalara yol açıyorsanız caydırıcılık konusunda alacağınız not yine 0’dır.
Eğer uluslararası alanda şikâyetçi olduğunuz aksaklığın ilk nedenlerinden biri olarak gösteriliyorsanız o alandaki politikanızın başarı şansı sıfırdır.
Suriye konusundaki Erdoğan - Davutoğlu politikasının durumu aynen bu.
Bu politika yüzünden Türkiye, Suriye iç savaşına karışmış, bütün örgütlerin, konuyla ilgili, S. Arabistan ve Katar dışındaki tüm tarafların tepkisini çekmiştir.
Az “başarı!” değil.
Gerçekten de Ankara’nın, Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturma girişimine İran da karşıdır, Rusya da, ABD de, yanında yer alan koalisyon güçleri de.
Ankara’nın balıklama dalmaya çalıştığı Suriye batağının içinde debelenen bütün taraflar, bir müdahale halinde TSK ile çatışma içine gireceklerdir.
***
IŞİD’e karşı olma savını, müdahalenin gerekçesi olarak ileri sürme girişimlerine karşı, herkesin ortak inancı hemen dile getirilecektir:
- Onu palazlandırıp, silahlandırıp, sınırından sızdıran sen değil misin?
“Kürt koridoru oluşturuyorlar, bu kırmızı çizgilerime aykırı” dese Tayyiban hareketi,
- “Kırmızı çizgilerini Irak’ta gördük, kim takar senin kırmızı çizgilerini?” demezler mi?
- “PKK senin sınırlarının içinde yol kesip kimlik kontrolü yaparken ses etmiyordun da sınırın dışındaki PYD karşısında neden böyle celalleniyorsun” diye sormazlar mı?
Sonra şu gerçeği haykırmazlar mı suratına: