Seçmen tavrını koyunca...
Yıllar yılı Türkiye’de, temelsiz bir ezber yinelenip, duruldu: - Yerel yönetimler, demokrasinin beşiğidir.
Oysa, henüz bir köylü toplumu görüntüsünde olan, kentleri “ne köy olur, ne kasaba” statüsündeki, daha kentleşme sürecinin ilk aşamasında bulunan, kentlilerin kentlilik bilincinden dolayısıyla davranış biçiminden uzak olduğu ülkemizde yerel yönetimler, aslında yeni bir rant paylaşım odağıydı.
Ürettiğinden çok üreyen yağma ve talan ekonomisi toplumunda, talan düzeninin, yerel aktarma kayışı konumundaki yerel yönetimlerde nepotizm almış yürmüştü. “İş bitirici köşe dönücü” kavramını toplumsal yaşamımıza armağan eden ANAP’ın bu pratiği yerel yönetim alanında da yeni bir akımın yerleşmesine neden olmuştu.
Belediye başkanları, makam odalarının kapılarını söktürürek güya şeffaflık örneği verirken, işleri başka yerlerde, “sen ben yeğenler ve de bizim çocuklar” aracılığıyla yürütüyorlardı.