Soykırımı tartışma yasağı

Osmanlı’nın ABD’deki son büyükelçilerinden olan Ahmet Rüstem’in, “Türkiyede bazı kıyımlar yapılmış olduğunu üzülerek söyleyeyim ki inkâr edemem...” diye başlayan...

Osmanlı’nın ABD’deki son büyükelçilerinden olan Ahmet Rüstem’in, “Türkiyede bazı kıyımlar yapılmış olduğunu üzülerek söyleyeyim ki inkâr edemem...” diye başlayan, ama bunların, devleti içten yıkmayı, savaşan orduyu arkadan vurmayı amaçlayan eylemlerin sonucu olduğunu söyleyen, 8 Eylül 1915 tarihli Washington Star gazetesinde yayımlanan ve fırtınalar koparan demecindeki ifadeye katılmamak mümkün mü? 
Çok ilginç bir kişi olan ve kısa süre sonra, Sivas Kongresi’nde Mustafa Kemal’in yanında göreceğimiz Ahmet Rüstem, Ermeni soykırımı konusunda ABD basınında yapılan yayınlara verdiği karşılık yüzünden State Department’ın tepkisini çekecek, Persona non grata ilan edilmesi konuşulurken, kararı beklemeden ülkeden ayrılacaktı. 
Ahmet Rüstem, kıyımlar olduğunu yadsımıyor, yalnız soykırım iddialarının haksızlığını anlatıp, ne olup bittiğinin gerçekçi bir biçimde incelenip doğru anlaşılması gerektiğini vurguluyordu. 
Ahmet Rüstem’in deyimiyle kıyımlar yapılmış olduğu inkâr edilemez ama olaya bulaşmış olan istisnasız bütün tarafların sorumlu olduğu “mukatele”nin, “a priori” (önceden planlanmış) bir ırkı tümden yok etmeyi amaçlayan bir soykırım olduğu iddiasının doğru olmadığını gösteren yerli ve de yabancı birçok kaynaktan edinilen bilgiler soykırım iddialarının dayanaksızlığını kanıtlar. 
Ben de bu nedenle soykırım iddialarına yıllardır karşı çıkıyorum.

***

Karşılıklı kıyımın bir soykırım olmadığı konusundaki kanaatim, “Türk soykırım yapmaz” gibi saçma bir iddianın ürünü değil. Yoksa, istisnasız her ulusun, toplumun yaşamında parlak sayfalar olduğu gibi karanlık yönler de bulunduğunu, bunların ancak geçmişle hesaplaşmakla aşılacağına inanıyorum. 
Vandalizmin çağımızdaki tipik örneklerinden biri olan 6-7 Eylül 1955 olaylarından, devlet olarak da sorumlu olduğumuzu düşünüyorum. Aynı şekilde, Hrant Dink’in öldürülmesi olayındaki resmi sorumluluğun örtbas edildiğini ve toplumun, on binlerin “Ben de Hran’tım, ben de Ermeniyim” haykırışlarıyla yeri göğü inleterek, hafiflettiği bu ayıptan, henüz tümüyle kurtulamadığımız kanaatindeyim. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İyi insan 19 Mart 2024 | 669 Okunma Laiklik nedir? 06 Mart 2024 | 220 Okunma Yıldönümü 03 Mart 2024 | 121 Okunma Aslında biliyorlar 01 Mart 2024 | 88 Okunma Vatan nöbeti 27 Şubat 2024 | 301 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar