Taksim’i ÖSO’dan temizlemek
2019 girerken, İstanbul’da geçen yılların gözde eğlence mekânı Nişantaşı’nın boş olmasına karşın, sıkı güvenlik tedbirleriyle denetim altına alınmış Taksim Meydanı...
2019 girerken, İstanbul’da geçen yılların gözde eğlence mekânı Nişantaşı’nın boş olmasına karşın, sıkı güvenlik tedbirleriyle denetim altına alınmış Taksim Meydanı yine ilginin odağındaydı.
Bu yılki kutlamaları, siyasi gösteriye dönüştüren yeni katılımcı bir unsur da, Taksim Meydanı’na gelerek bayrağını açan ve Suriye rejimi karşıtı sloganlar atan ÖSO idi.
ÖSO’nun bu tutumu yurttaşların bir kısmının sosyal medya aracılığıyla tepkilerini dile getirmesine yol açarken CHP milletvekili Ünal Çeviköz de Meclis’te bir araştırma önergesi verdi.
Türkiye’nin simgesel mekânlarından birinde, Suriye rejimi karşıtı gösterilerin yapılmasının Türkiye’nin Astana ile yüklendiği yükümlüklerini yerine getirmesine olduğu kadar, Ankara’nın da desteklediği yeni anayasa oluşturma sürecine de zarar vereceğini belirten Çeviköz, AKP iktidarının ÖSO ile bu kadar iç içe bir politika izlemesinin nedenini sormuştur.
Gerçekten endişe verici bir noktayı dile getiren soru, Türkiye’nin Suriye politikasının önemli bir dönüm noktasının eşiğinde bulunduğu bir dönemde daha da anlam kazanmakta.
***
Bir zamanlar Tayyip Erdoğan’ın son derecede yanlış biçimde, Kuvayi Milliye’ye benzettiği, 2011’de kurulmuş olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), çok değişik grupların çatı örgütü konumunda. Kuruluşu iyi tanıyan Sabati Karakurt, onun yapısını şöyle anlatıyor:
“ÖSO’nun içinde canla başla çalışan Türkmenler de var, kolları jiletlenmiş psikopat hapçılar da var, hapishaneden derlenmiş mahkûmlardan oluşan savaşçı birlikler de var, radikal İslamcılar da var, El Kaideciler de var (El Nusra El Kaide’nin bir kolu) Selefi güçler de var, ilk gördüğüm Alevinin gırtlağını keseceğim diyen fanatikler de var....