Teröre karşı etik bildirge
Yeni Zelanda’da 50 kişiyi öldüren ırkçı katilin nefret eyleminin üzerinden bir hafta geçmeden, Hollanda’nın Utrecht kentinde, bir tramvayda üç kişinin öldürülmesi olayının failinin Türk...
Yeni Zelanda’da 50 kişiyi öldüren ırkçı katilin nefret eyleminin üzerinden bir hafta geçmeden, Hollanda’nın Utrecht kentinde, bir tramvayda üç kişinin öldürülmesi olayının failinin Türk kökenli olması, ırkçı cinayetlerde tırmanma korkusunu doğurdu.
Daha cinayetlerin saiki ve hedef alınan kişinin kimliği bile kesinlikle belli olmadan önce dahi hemen kuşkuların artması, durumun ne kadar kritik olduğunun göstergesidir.
Yadsımaya çalışmanın anlamı yok, nefret suçlarının tırmanmasını sağlayacak ırkçı ortam bütün dünyada hızla genişlemektedir. Bu durum karşısında yeni ve ciddi önlemler almanın zamanı gelmiştir.
Asıl tehlikenin ırkçı Donald Trump’ın ipe sapa gelmez beyanlarıyla bol bol beslenen ABD dahil, bütün dünyada yükselen ve marjinal olmaktan gittikçe uzaklaşan ırkçı güçlerin dışında olduğu halde, propagandalarının etki alanı içinde olan kesimlerden kaynaklandığını da vurgulamak gerek.
***
Nefret cinayetleri karşılıklı olarak birbirlerini besleyip tırmandırırken, ırkçılığın etkisi genişletmekte ve gittikçe merkeze doğru yayılan bir kritik alan yaratmaktadır.
Basının ve sosyal medyanın bu alandaki geniş etkileriyle birlikte popülizmin pençesine düşmüş ucuz politikacıların zararlarını gidermek için demokrasilerin yeni çareler arama vakti gelmiştir.
Her şeyden önce, bu tür eylemler karşısında, düşmanlık duygularını tahrik edecek davranışlardan kaçınmak üzere alınacak tavır konusunda bazı ilkelerin oturtulması gerekmektedir.
Irk, dil, din, uyruk farkı olmaksızın, ırkçı nefret cephesi bir bütün oluşturmakta ve kin ve nefret duygularını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır.
Bu durumda, basının ve sosyal medyanın bunların hangi tar...