‘Türk halkoylaması’
AB’den ayrılma yandaşlarının galip çıktıkları perşembe günkü İngiliz halkoylamasının bizim için en ilginç yönü, kampanyanın en önde gelen figürlerinden birinin Türkler...
AB’den ayrılma yandaşlarının galip çıktıkları perşembe günkü İngiliz halkoylamasının bizim için en ilginç yönü, kampanyanın en önde gelen figürlerinden birinin Türkler olmasıydı.
İngiltere’nin AB’den ayrılmasını savunanlar, Birlik’e, Türkiye’nin de üye olarak, İngilizlerin yaşamı ve uygarlıkları için tehdit oluşturacaklarını, böyle bir Birlik’te olmaktansa dışında kalmanın evla olduğunu söylüyorlardı.
AB’de kalmaktan yana olan Başbakan David Cameron bu durumda güvence verdi:
- Korkmayın, Türklerin AB üyeliği söz konusu değil!
Bir zamanlar Türkiye’nin üyeliğine destek vermiş olan Cameron’a kızmayalım.
Şu anda Avrupa kamuoyunda Türk fobisi o kadar yaygın ki, Türkiye’ye arka çıkacak bir politikacı bulmak mümkün değil.
Avrupalı Türk’ten korkuyor, Türk’ü küçümsüyor, ötekileştiriyor, hor görüyor, yanına istemiyor.
Avrupalıya göre Türk eğitim düzeyinde, basın özgürlüğü sıralamasında, demokrasi ölçütlerinde geri kalmış, bağnaz, saldırgan, kendisinden başkasına tahammülü olmayan, kendine benzemeyeni hemen dışlayan “öteki”dir ki, çağdaş uygar bir Birlik içinde yeri yoktur.
***
Avrupa’nın, ırkçısıyla, ayrımcısıyla artık ne denli çağdaş uygar bir topluluk oluşturduğu, ayrı bir tartışma konusudur. Ancak her başımız sıkıştığında can simidi gibi sarıldığımız “ama siz de...” çıkışını bir yana bırakalım da, elimizi vicdanımıza koyarak şu sorunun yanıtını verelim:
- Avrupalı Türkiye hakkındaki yargılarında haksız mı?
Gerçekten eğitim düzeyinde Avrupa’nın en gerisinin de çok daha gerisinde değil miyiz?