Yargıç var yargı yok

Yargıtay ve Danıştay başkanlarının, yargının bağımsızlığını önemseyenleri derinden yaralayan ve uzun uzun tartışılan, siyasi iktidarın başının himayesi altında çay toplama...

Yargıtay ve Danıştay başkanlarının, yargının bağımsızlığını önemseyenleri derinden yaralayan ve uzun uzun tartışılan, siyasi iktidarın başının himayesi altında çay toplama etkinliğine katılmalarının üzerinden çok uzun süre geçmeden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 3 bin 746 savcı ve yargıcın yerini değiştirdi bu hafta. Türkiye’de şu anda, 14 bin 993 yargıç ve savcı bulunduğuna göre, her dört yargı mensubundan birinin yeri değişmiş oldu. 
Ayrıca 20 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan istinaf mahkemeleri uygulaması çerçevesinde uygulanmakta olan, Yargıtay ve Danıştay’daki küçülme operasyonu ile birlikte siyasi iktidarın, yargıyı hallaç pamuğu gibi atmakta olduğu görülüyor. 
Yapılan yer değiştirmelerde, artık bir kişinin şahsında somutlaşmış olan siyasi iktidarın hoşuna gitme ölçütünün esas alındığı apaçık ortada. 
Hoşa gidenler ödüllendirilmiş, gitmeyenler sürülmüş, cezalandırılmışlardır. 
Ödüllendirilenler ile cezalandırılanların adları ve öyküleri gazetelerde yer aldığından, burada tekrarlamaya gerek görmüyorum. 
Yalnızca, genelde mazluma reva görülen muamelenin bu sefer dünün kimi zalimlerine de uygulanmakta olduğunu hatırlatmakla yetinmek isterim.

***

Tabii yargıyı bir zulüm aracı olmaktan çıkarmanın yolu mazlum ile zalimin yerini değiştirmek değil, adil yargı yoluyla zulmü tümden ortadan kaldırmak olduğundan, bu sakıncalı kısas yöntemini desteklemediğimi söylemeyi gereksiz buluyorum. 
Sorun, ancak insanların göğüslerini gere gere, “Türkiye’de yargıçlar var”diyebilecekleri zaman çözülmüş olacaktır. 
Peki şimdi “Türkiye’de yargıç yok!” diyecek aşamada mıyız? 
Bu soruyu yanıtlarken siyasi iktidarın, kendi denetiminde olan HSYK aracılığıyla, davaları istediği yerlere yönlendirme, beğenilmeyen kararların sahiplerini cezalandırma olanağına da sahip olmasının yanı sıra, hâkim ve savcıların daha göreve kabulleri aşamasında da “mülakat” ya da avukatlıktan yargıç ve savcılığa geçiş yoluyla yandaşlık filtresinden geçirilmeleri yöntemlerini, ülkemizdeki hukuk fakültelerinin son yıllardaki durumlarını da göz önünde bulundurmak gerekir. 
Ben bu koşullar altında dahi, ne kadar şaşırtıcı görünürse görünsün, yine de“Türkiye’de yargıç yok!” denemeyeceği; böyle bir davranışın, her şeyi göze alarak, hukuka ve vicdanına uygun karar vermekte direnen yiğit yargı mensuplarına haksızlık olacağı kanısındayım. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İyi insan 19 Mart 2024 | 669 Okunma Laiklik nedir? 06 Mart 2024 | 220 Okunma Yıldönümü 03 Mart 2024 | 121 Okunma Aslında biliyorlar 01 Mart 2024 | 88 Okunma Vatan nöbeti 27 Şubat 2024 | 301 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar