Yazma tutkusu ve ‘Elizabeth’in donu’
Sevgili, Yakın dostlarının “ha bugün ha yarın çıkacak” diye heyecanla beklediğimiz YiğitOkur’un anı kitabı “Buralardan Geçerken”de, artık yazınımızda...
Sevgili,
Yakın dostlarının “ha bugün ha yarın çıkacak” diye heyecanla beklediğimiz YiğitOkur’un anı kitabı “Buralardan Geçerken”de, artık yazınımızda seçkin yeri olan bu yazarımızın, çocukluğunda okumayı yazmayı güç söktüğünü okuyoruz.
Gençliğinde edebiyat ile tiyatroyu bir arada yürütmüş olan Yiğit Okur, o dönemde kendi deyişiyle liseyi bitirdiği yıl kendini çömez atadığı Haldun Taner’in de kendisini dışlamaması üzerine, Hoca ile yakın ilişki içine girer. Genç yeteneklerin her daim elinden tutmuş olan ve Yiğit Okur’a yakın ilgi gösteren Hoca ile çömez arasında geçen bir konuşma kitapta şöyle anlatılıyor:
“Adını şimdi hatırlayamadığım piyesin perde arasında Haldun Taner şiirlerimi beğendiğini söyledikten sonra ‘Siz niye düzyazı denemiyorsunuz’ diye sorunca ustamın sorusunu hemen yanıtladım: ‘Efendim biriktiriyorum, bekliyorum’ dedim. ‘Ya demek bekliyorsunuz! Beklemeye koyulduysanız daha 40 yıl beklersiniz’ dedi...
...Haldun Taner ‘kırk yıl’ derken, ‘şimdi başlamazsan, hiçbir zaman başlayamazsın’demek istemişti. Ama acaba 40 yıl aynı zamanda bir kehanet miydi?
Çünkü o tarihten 40 yıl sonra yazmaya başladım. Üstelik o tarihten 3 yıl sonra da Haldun Taner Öykü Ödülü’nü aldım.”
***