‘Yunan’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini Ekrem İmamoğlu’nun kazanması üzerine en akla ziyan tepki, bir meczubun, “böylelikle seçimi Yunan kazandı” türünden yavesiydi. Bu yaveye...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini Ekrem İmamoğlu’nun kazanması üzerine en akla ziyan tepki, bir meczubun, “böylelikle seçimi Yunan kazandı” türünden yavesiydi. Bu yaveye başta meczubun tartışmanın odağına yerleştirdiği Trabzon olmak üzere, her yerden gereken tepki gecikmeden geldi. Halk bu Yunan tartışmasından sonra, Ekrem İmamoğlu’nu daha da bir bağrına basar oldu.
Tartışmanın Yunan kavramı çevresinde oluşması da raslantı mı acaba?
Gariptir, “Yunan”a tepki gösteren toplumun çoğu sözcüğün nereden geldiğini bilmez.
Bizde Yunan dendi mi, Ege’nin batısında oturanlar akla gelir.
Oysa, Persler’in İyon sözcüğünü kendilerine göre telaffuz etmelerinden türemiş olan Yunan sözcüğü kaynağında Ege’nin batısını değil, doğusunu, yani Batı Anadolu’yu kastetmektedir. Zaten Ege’nin batısındakiler de kendilerine Yunan demez, Ellen diye adlandırırlar.
Tarihe, ırkın veya henadanın ya da dinin dar çerçevesinden değil de, toprağın bütünü açısından bakanların, Ege’nin öte yakasından gelenlerin, 9 Eylül 1922 günü nihayet geldikleri topraklara gerisin geriye gönderilmelerini, Hector’un intikamı olarak algılamalarını, ırk veya hanedan temelli görüşlülerce anlaşılamamasını yadırgamamalıyız.
Cumhuriyete gelinceye dek, kendi tarihlerini bir hanedanın öyküsü ile karıştıran onlar, bu toprakların geçmiş zenginliklerine sahip çıkmayı da zinhar düşünmemişlerdir.
Oysa bin kültürlerin ülkesi Anadolu’nun zenginlikleri, onun mirasının sahip çıkabildiğimiz kadarıyla bizimdir.
***
Cumhuriyet bu gerçeğin farkında olduğu için, o zamana kadar uygulanan bir hanedan veya dinle sınırlı kalmayıp, üstünde filizlendiği toprağın gelmiş geçmiş tüm zenginliklerini kucaklayan tarih anlayışını benimseyerek evlatlarına da onu aşılamaya çalışmıştır.
Emre Kongar Hoca, S...