9,5 milyon dolar kaç bavula sığar?
Eğer yüz dolarlıklarsa tam 95 bin adet. Bunlar da yüzlük tomarlar halinde ise 950 tomar. Üzerinizde taşıyamazsınız. Öyle olsa ağırlıktan yürüyemezsiniz. Mecburen bir bavula koyacaksınız. İşte nakit...
Eğer yüz dolarlıklarsa tam 95 bin adet. Bunlar da yüzlük tomarlar halinde ise 950 tomar. Üzerinizde taşıyamazsınız. Öyle olsa ağırlıktan yürüyemezsiniz. Mecburen bir bavula koyacaksınız. İşte nakit paranın derdi bu.
Alçakça darbe girişiminden sonra belli ki FETÖ artık yurt içinden para toplayamıyor. Şimdi nehir tersine dönmüş. Eskiden ülkeden taşınan dolarlar şimdi militanların ihtiyaçları için geri getiriliyor. Bunun delili ise İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yakalanan 9,5 milyon dolar.
Polis paraya el koymuş. 5 kişiyi de göz altına almış. Türkiye’ye girişte yolcular ayrıca Xray’den geçirilmiyor. Aslında gerek de olmadığı düşünülüyor. Çünkü Türkiye’de yasak olan şeyler, uçağın geldiği ülkelerde de yasak. Uyuşturucu gibi, kara para gibi.
İşte bu nokta, zurnanın zırt dediği yer. Neden öyle anlatayım:
Haberlerde parayı taşıyanların geldiği ülke belirtilmiyor. Çünkü dünyanın her ülkesinde kişi başı 10 bin doları aşan para taşımak yasak. Eğer taşıyacaksanız, bunun prosedürü çok uzun.
Üstelik üzerinizde bulunan paranın ülkeye giriş kaydı yoksa başınız daha da bir derde girer. Hangi bankadan çektiğiniz, hangi işte kazandığınız, vergisini verip vermediğiniz, neden banka ile değil de nakit taşıdığınız sorulur. Uyuşturucu kaçakçısı muamelesi görürsünüz. Üstelik bu para öyle birşey ki, klasik Xray cihazlarında bile öter. Bavula koysan içinde ne olduğunu görürler.
Mesela bir keresinde Londra havalimanında uçağa binmeden önce beklenen son noktaya yürürken, önümde başlangıçta uyuşturucu köpeği sandığım bir köpek, (Tabii ki tasmasının ucunda bir de polis vardı) geldi önümde durdu. “Haydaa. Al başına belayı” derken, durum anlaşıldı. Köpek para köpeğiydi ve cebimdeki bir kaç yüz poundun kokusunu almıştı. Mecburen polisin uyarısı ile ceplerimi boşaltmak zorunda kaldım.
Bu iş bu kadar hassas yani.
Diyeceğim o ki, bir ülkeye para sokmaktan çok o ülkeden para çıkarmak zordur.
Yeşilköy’de yakalanan o paraların hangi ülkeden geldiği, o yüzden çok önemlidir. Bu boyutta bir paranın bir başka ülkeden çıkışı, eğer o ülkede işbirliği yoksa mümkün değildir. Boşuna dememişler, “Kadını ve parayı takip et” diye.
Elektroniğe ekmek muamelesi yapmayın