Anketçi misin derdin var
Şu aralar bir tek anket şirketlerinin yerinde olmak istemem. Ne deseler dert. Hemen karşı tarafın hedef tahtasına koyulacak durumdalar. Zaten o yüzden çok dikkatli oluyorlar. Pek konuşanı yok. Çünkü ne açıklasalar...
Şu aralar bir tek anket şirketlerinin yerinde olmak istemem. Ne deseler dert. Hemen karşı tarafın hedef tahtasına koyulacak durumdalar. Zaten o yüzden çok dikkatli oluyorlar. Pek konuşanı yok. Çünkü ne açıklasalar sağlaması yapılabilecek. Hem de büyük jüri tarafından.
Oysa reyting öyle mi? Aslında o da bir anket yöntemi. Ama sağlaması yok. Kurarsın evlere makineleri. Ölçersin bir güzel. Gelen sonuç neyse o. Üstüne başkaca bir veri de yoksa, tadından yenmez. Sonra ertesi gün yine aynı iş. Böyle sonsuza kadar gidebilir.
Ama anketçilerin en büyük sıkıntısı söyledikleri sözlerin, açıkladıkları rakamların altında kendi kafaları durması. Her seferinde kendi kariyerlerini koyuyorlar ortalığa. Seçim dönemlerinde işleri biraz daha kolay. Çünkü bir sürü veri var. Elbet birini tuttururlar. Ama referandum öyle değil. Rakamı tam bilmek önemli.
Bu işin bir de ekonomisi var. Anket şirketleri sadece siyasi araştırmalar yaparak para kazansalar kısa sürede batarlar. Onlar başka bir sürü şeyin araştırmasını yaparak geçinir. Piyasaya yeni girecek bir malın, tüketim eğilimlerinin, tatil isteklerinin. Kısacası aklınıza gelecek her şeyi ölçerler.
Ama en göz önünde bulunan siyasi araştırmalar olduğu için, buralardaki başarılarını gelecekteki potansiyel ticari müşterilerine karşı bir başarı alameti olarak kullanırlar. Kısacası, “Bakın ben filanca seçimi doğru tahmin ettim, sizin malınızın durumunu da tahmin ederim” derler.