Vah Hasan Mezarcı Vah...
Etkileyici bir hatip ama eksantrik bir kişilikti. Eskinin Türkiye’sinde “Değişik” ve “Garip” çıkışları ile gündeme gelirdi. Onun bu durumu Refah Partisi düşmanları tarafından partiye...
Etkileyici bir hatip ama eksantrik bir kişilikti. Eskinin Türkiye’sinde “Değişik” ve “Garip” çıkışları ile gündeme gelirdi. Onun bu durumu Refah Partisi düşmanları tarafından partiye saldırmak için kullanılırdı.
Eski adıyla Hasan Mezarcı, şimdi kendi ilan ettiği şekliyle Meryemoğlu Mesih-İsa. Yine gündeme geldi. Bu kez evliliğiyle.
Önce biraz geçmişi hatırlayalım. Hasan Mezarcı Ümraniye Müftüsü iken Refah Partisi Milletvekili seçildi. 6 Kasım 1991 ile 24 Aralık 1995 tarihleri arasında 19. Dönem Milletvekilliği yaptı.
Partisi onun tavırlarını taşıyamadığı için ihraç etti. Ve daha sonra hapis cezasına çarptırıldı. Aslında hapislik ne yapmıştı şimdi hatırlayan var mıdır, bilmem. Dediğim gibi o zamanlar böyleydi.
Hapse girince bir değişim geçirdi Mezarcı. İçine kapandı, yalnızlaştı. En önemli iddiası cezaevindeyken pisikolojik ve biyokimyasal işkenceye maruz bırakıldığıydı. İşin ilginci daha sonra devlet büyüklerine yazdığı 2012 tarihli mektuplarda bu işkenceyi Fetullah Gülen’in yaptığını anlatmasıydı.
1997 yılında cezaevinden çıktı. Bir kez daha herkesi şaşırttı. Çünkü Allah tarafından peygamberlikle görevlendirildiğini (Haşa) kendisinin İsa Mesih olduğunu iddia ediyordu.
Bunu daha önce Abdi İpekçi’nin katili, Papa suikastçısı Mehmet Ali Ağca da iddia etmişti. Ağca Malatyalıydı, Mezarcı Düzceli. Böylece Türkiye aynı yüzyıl içinde iki İsa-Mesih ile tanışmış oldu.
Mezarcı hapisten çıktıktan sonra Almanya’ya gitti. Üç yıl neredeyse ortadan kayboldu. Sonra bir anda televizyonlara çıkarak görüntüsüyle herkesi bir kez daha şok etti. Çünkü, bu sefer kulağında küpeleri, bileklerinde bilezikleri, boynunda kolyesi, sarıya boyattığı uzun saçları, elinde bastonu, tepeden tırnağa altın sarısı pelerini ile görülüyordu.
2001’de Türkiye’ye döndü. Eski bir davadan kesinleşmiş cezasını 3 ay yatarak çekti. Ve yine ortadan kayboldu. Ortadan kayboldu ama boş durmadı. İnternet sitesi kurdu, kitaplar yazdı. 2012’de Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, hatta Fener Rum Patriğine mektuplar yazarak kendinin İsa-Mesih olduğunu tebliğ etti. Mektuplarında Hazreti İsa’nın da başlangıçta Yahudiler tarafından reddedildiğinin altını çiziyordu.