ABD ve Öcalan’ın 'anarşist' hayalciliği
Abdullah Öcalan, İmralı’da kendi başına kaldığında, geçmişiyle hesaplaşmak zorunda kaldı, vardığı nokta, önemli bir ideolojik kırılmadır. Marksist-Leninist zeminde kurmuş olduğu...
Abdullah Öcalan, İmralı’da kendi başına kaldığında, geçmişiyle hesaplaşmak zorunda kaldı, vardığı nokta, önemli bir ideolojik kırılmadır. Marksist-Leninist zeminde kurmuş olduğu örgütün yıkım anlarında yaşadığı yalnızlığın, kendi başına gelenlerin, hatta küresel sol hareketin “özgürlükçü sosyalist” kanadından destek alamayışını bu ideolojik zemine dayandırdı.
Örgütü, Marksist-Leninist çizgiden uzaklaştırma, ama yine sol kanattan bir akımın içinde tutma arayışı içindeydi, 1999’da başlayan bu arayış, Amerikalı “anarşist” felsefeci Murray Bookchin (1921-2006) ile sonlandı.
Öcalan, bu süreçte, dünya sistemi olarak kapitalizm üzerine önemli çalışmaları olan sosyolog Imma