Allahım, bizi af etme!..
REYHANLI- Bir sokakta tek başına bulunmuş o üç yaşındaki çocuğun gözleri... Tarihin içinden kalkıp gelmiş ve tüm zulüm görmüş çocukların hesabını sormak ister gibi...
REYHANLI- Bir sokakta tek başına bulunmuş o üç yaşındaki çocuğun gözleri... Tarihin içinden kalkıp gelmiş ve tüm zulüm görmüş çocukların hesabını sormak ister gibi bakıyor... Bu gezegende 60 yılı geride bırakmış bir insan olarak o sorgulayan gözler karşısında donup kalıyorum...
Sorguladığı, berbat bir savaşın orta yerinde öldürülmüş ana-babası değil sadece... Ana babasını öldürdükleri üç yaşındaki bir çocuğa tecavüz edenler o işi yaparken, bizlerin, evet hepimizin nerede olduğu sorusu...
Reyhanlı’da yaralarını sarmaya çalışan psikolojik rehabilitasyon ve travma merkezinin şefkatli müdiresinin kucağından hiç inmiyor... Günlerdir... O yüzü nurlu hanımefendi onu göğsünden bir dakika bile ayırmıyor... O ise, kafasını gömdüğü o göğüsten dünyaya bakamıyor... Bülent Yıldırım’la beni gördüğünde yalnız bir-kaç saniye gözlerimize bakıyor ve şefkatli kucaktaki o sığınağına dönüyor...
Bülent Yıldırım, o an, “Bir bakışla bizi sorguladı, neredeydiniz, neden beni korumadınız dedi ve kabuğuna çekildi” diyor. O anda, yan odadan bir çocuk çığlığı duyuyorum... Yanımdaki genç müdür, “Babaları gözlerinin önünde öldürüldü, annelerine yapılan tecavüzü izlemeye zorlandılar... Yaşları 10-11... Birden çığlık atmaları ve saldırganlaşmaları yaşadıkları travmanın derinliğinden... Son üç ayda biraz azaldı bu tutumları ama tedavileri uzun sürecek” diyor...
Daha düne kadar birlikte gülüp oynadığı babasının evlerinin ortalarında diz çöktürülüp beynine kurşun sıkılmasını, duvarlara yapışan beyin parçalarını, annelerine, o kutsal varlıklarına yapılan barbarlığı görmüşler... Bu çocukları Suriye’de sokaklardan toplayıp Reyhanlı’ya taşıyoruz...
Açık söylüyorum, İnsani Yardım Vakfı (İHH) bu dünyada yapılabilecek en zor işi başarmaya çalışıyor, yürek dayanmaz!..