‘Anti-terör’ İslam İttifakı bu haliyle işlemez

17 Aralık 2015 PerşembeBaktım, Suudi Arabistan’ın iddialı bir şekilde açıkladığı teröre karşı “İslam İttifakı”nı herkes, dört görme özürlünün bir fili tarif...


17 Aralık 2015 Perşembe
Baktım, Suudi Arabistan’ın iddialı bir şekilde açıkladığı teröre karşı “İslam İttifakı”nı herkes, dört görme özürlünün bir fili tarif etmesi gibi değerlendirmiş, kim neresinden tuttuysa, orayı anlatıyor...

Oysa, gerçek, Suudi liderliğindeki 34 üyeli böyle bir ittifakın bu şekliyle işlemeyeceği, hedeflerine ulaşamayacağıdır...

Suudiler, “kriterleri olmayan” geniş tabanlı koalisyonlar kurmayı çok severler, bu politika, onları, bölgesel/küresel diplomasinin merkez noktalarından birine taşır ama genelde sonuç da yoktur...

Demokrasi ana kriterdir

Türkiye’nin, DAEŞ-Hizbullah ekseninde yaşanılan terör dalgasına karşı, kriterleri önceden belirlenmiş bir “demokratik ittifakı” hayata geçirmemesini, buna karşılık Suudiler’in bu konuda öne çıkmasını üzüntüyle karşıladım.

Üzüntümün ana nedeni, “neden biz değil de onlar” rekabetçiliğinden kaynaklanmıyor, Türkiye öncülüğünde, İslam coğrafyasında kurulacak bir “demokratik ittifakın” dünya ve Müslümanlar açısından önemli bir stratejik atak olacağı inancıma dayanıyor...

Bakın, Türkiye’nin bugün bir türlü aralayamadığı Suriye-Irak sıkışmasında yeni paradigmaya yönelmesi gerektiğini, bunun da ancak “küresel emperyal güçlerin” hesap etmedikleri bir noktadan yapılabileceğini geçtiğimiz haziran ayında söylemişim:

Yaşanılan olaylar, Müslüman coğrafyanın kalbini oluşturan Arap Dünyası’nda demokrasinin gelişmesine üst akıl güçlerinin bugün de izin vermediğini gösteriyor. Bu nedenle, Arap Devrimi’nin çıkış noktasını da oluşturan Tunus’taki “uzlaşmacı demokrasi deneyimini” çok önemsiyorum. Aynı şekilde, birer “anayasal monarşi” olan Fas ve Ürdün’de demokratik güçlerin ağırlığının artmasını dikkatle takip ediyorum.

Bununla birlikte, “İslam ve Demokrasi” adına ciltler dolduran o kalemlerin bütün üstten bakışlarına rağmen, Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Malaysiya ve -sıkı durun- Senegal’de giderek olgunlaşan demokratik sistemleri dikkatle takip ediyorum. Bu coğrafyalardaki Müslüman toplumlar, çok önemli bir işi başarıyor: Emperyalizmin Soğuk Savaş yıllarında ulusal ordularına verdiği “vesayet” sistemini deviriyor, bunu da “fakir demokrasisi” olarak adlandırılabilecek hayli zorlu bir ekonomik zeminde gerçekleştiriyorlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan'ı ezdirmez, İsrail'i tehdit ettirmezler… 14 Eylül 2020 | 1.225 Okunma “Vekil devletler” çağında biz gidersek, İsrail de gider… 10 Eylül 2020 | 2.560 Okunma Bunun için “Yeniden Kuvvayı Milliye Ruhu” diyoruz… 07 Eylül 2020 | 2.598 Okunma S-400'leri derhal aktive edin, bunu da duyurun!.. 03 Eylül 2020 | 3.430 Okunma Bugün Trablus'ta en kritik gün… 31 Ağustos 2020 | 3.703 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar