Bu yazı 'oyunu şöyle kullan' yazısı değildir
Gazeteci/TV yorumcusu/köşe yazarının düştüğü tuzak büyük: Söylediklerinin milletin siyasi kararında “belirleyici” rolü olduğunu düşünüyorlar, yanlış!.. Millet, siyaset...
Gazeteci/TV yorumcusu/köşe yazarının düştüğü tuzak büyük: Söylediklerinin milletin siyasi kararında “belirleyici” rolü olduğunu düşünüyorlar, yanlış!..
Millet, siyaset zemininde yalnız siyasetçinin söylediğine, söylediğini ifade edişindeki samimiyetine, lafı söyleyenin yaptıklarıyla, yapamadıklarına bakar o kadar...
Bu coğrafyanın halkı, “bilge” kimlik taşır.
Dinler, göz ucuyla izler, sohbetleri, siyasetin nereye çeksen oraya uzar “geyikleriyle” salçalandırır ama iş karara gelince “kriterleri” vardır.
O “kriterler” sağlamdır.
Yaşadığı toprakların kadim tarihiyle, bugünün sorunlarının ve yarına dönük beklentilerin harmanlandığı kimlik taşır.
Sen buradan ne dersen de, o, sandığa doğru ilerlerken zaten çoktan kararını vermiştir, oyunu atarken genelde sandık kuruluna“memleket için hayırlı olsun” demesi, o bir oyun çok önemli olduğuna dair inancından kaynaklanır.
Millet sandığı sever.Fikri ne olursa olsun, her seçimde bir bayram yerine gider gibi sandık başına gitmesi, tüm demokrasilerde en yüksek katılım oranını sergilemesi bundandır.
İradesine uzanan elleri hiç sevmez,15 Temmuz akşamı sekiz tankı, vatandaşın üzerinden aldığı gömlekleri egzozlarına tıkayıp kullanılamaz hale getiren o köfteciden bellidir.
'Değişim' kaçınılmazdır
Genelde seçime iki hafta kala bir sükunet kaplar ortamı, millet düşünüyor...
İşini ciddiye alır, eğrisini-doğrusunu kafasında hesaplar, şahsi yaşam birikimleri, deneyimler, yaşanmışlıklar veya yaşanamamışlıklar devreye girer, “son kararım” derken pek öyle ortalıklarda dolaşan laflardan etkilenmez, “birey olmanın” keyfini çıkarır...
Bir “şahsi” bir de “resmi” görüşü vardır.Kahvedeki sohbetlerde ortamı kollayan “resmi” görüşü öndedir, oy kabinine girdiğinde “şahsi” görüşüyle mührü basar.
Bu nedenle, bu memlekette anketlerden doğru sonuç çıkarmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.
“Bidon kafa” veya “göbeğini kaşıyan adam” hiç değildir. Bu tür laflara bilge kimliğiyle gülüp geçer, kızmaz bile...
Her seçimde ne yapacağını bilmiştir.