Garip ittifak: ABD-İran-İsrail...
Batılı güçlerin 1979 Guadeloupe Zirvesi’nde “Humeyni Devrimi”ne yeşil ışık yakması, uzun soluklu bir planın parçası mıydı? Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra...
Batılı güçlerin 1979 Guadeloupe Zirvesi’nde “Humeyni Devrimi”ne yeşil ışık yakması, uzun soluklu bir planın parçası mıydı? Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra yaşanılanlar, “evet” dememizi gerektiriyor.
İran rejiminin 40 yıla varan öyküsü, bu ülkeyi yöneten kadroların geniş Müslüman coğrafyada “istikrarsızlaştırma” görevini hakkıyla yürüttüğünü göstermesi açısından önemli.
Şii çoğunluğa sahip Irak’ın Sünni diktatörü Saddam Hüseyin’in kulağına 1980’de “İran’a saldır” diyenlerin, aynı ülkeye İsrail üzerinden gizli silah satışı yaptığını gördük!.. Meraklısı gençler tariheİrangate olarak geçmiş o skandalı gider araştırır, uzun yazmayacağım, İran’a gizli silah satışından elde edilen gelirin Nikaragua’da CIA operasyonlarında kullanılmasına ilişkin bir konudur.
Gariptir, Amerika, hangi Müslüman coğrafyaya müdahale etse, o coğrafyanın yaklaşık yarısı İran’ın denetimine girer!.. Lübnan (1983) ülkenin güneyi Hizbullah kontrolünde, Afganistan (2001) ülkenin Herat eyaleti İran kontrolünde, Irak (2003) ülkenin hemen tamamı İran kontrolünde, Suriye’nin Baas kontrolünde gözüken bölgelerinin öyküsünü anlatmama gerek var mı?..
Ortadoğu’nun “kalıcı” ve “belirleyici” Sünni Müslüman coğrafyasının parçalandığı, kadim kentlerinin yok edildiği, bütün bu planlamaların da İsrail’in “sürdürülebilir/kalıcı güvenliği” için yapıldığı süreçte, İran’ın pastadan en geniş payı kapma telaşı dikkat çekicidir.
Büyük tuzak: Körfez...
Trump’ın Suudi Arabistan liderliğinde bir “Sünni cephe” oluşturma ve Müslüman coğrafyada Şii-Sünni ekseninde, bu kez devletlerin karşılaşacağı bir senaryonun temelini atma girişimi vahimdir.
Öngörülen bu tür bir hesaplaşma, aslında yıkımdır.
İran’ı yöneten kadroların belli ki bu tür bir hesaplaşmada “gizli desteklere” dönük güvenleri var. CumhurbaşkanıRuhani deneyimli bir isim, 1986’daki İrangate pazarlığında ülkesini temsil ediyordu, ABD-İsrail’in hangi koşullarda Tahran’ın yanında devreye gireceğini iyi bilen bir isim...
Riyad, Trump’ın önüne koyduğu “kolay yürütülebilir” gözüken planların rehavetine kapılırsa, kendini Saddam’ın yerinde bulacaktır.