Tehlike kapıdan girmek üzere

Orta Doğu'daki gelişmeler Türkiye'nin güvenliğini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Bu tehlikelere hayalci ve tribünlere oynanan söylemlerle değil, mantıklı, tutarlı, gerçekçi politika ve uygulamalarla...

Orta Doğu'daki gelişmeler Türkiye'nin güvenliğini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Bu tehlikelere hayalci ve tribünlere oynanan söylemlerle değil, mantıklı, tutarlı, gerçekçi politika ve uygulamalarla karşı konulması gerekmektedir.Barzani'nin bağımsızlık referandumu etkisizleştirilebilirTehditlerden biri, 25 Eylül'de yapılacağı ilan edilen bağımsızlık referandumudur.Barzani'nin bu cesareti, Merkezi Irak Hükümeti'nin Musul'a odaklanmasından ve otorite zayıflığından, ABD desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde kendisine benzer bir Kürt yapısı oluşmasından, Türkiye'nin kendisine yönelik politikaları ve ticari bağımlılık yaratacak düzeydeki ilişkilerinden aldığı değerlendirilmektedir.Irak Yönetiminin Musul operasyonu zaferle sonuçlanmış, itibarı ve etkinliği artmıştır. ABD, Irak Yönetimine, bundan sonraki politikasında Sünni'leri de gözetmesini tavsiye etmiştir. Bu durum İbadi hükümetine destek anlamındadır. Bu nedenle İbadi'nin, referandum konusunda daha etkin söylem ve uygulamalara gitmesinin önü açılmıştır.Türkiye'nin de İbadi'yle iş birliğine giderek ona politik, diplomatik, hatta güç kullanımı kapsamında destek vermesi, Barzani'ye de başta ticari ilişkiler olmak üzere, vazgeçilemez olmadığını hatırlatması ve gerektiğinde uygulaması etkin sonuçlar getirebilir.ABD'nin amacı, Orta Doğu'daki kontrolünü artırmak, İsrail'in güvenliğine katkıda bulunmak için bölgede kendine müzahir bir yapı (Kürdistan) oluşturmaktır. Bunun bir parçası olan Barzani yapısının, ABD desteğini almadan böyle bir teşebbüste bulunması mümkün değildir. ABD, sadece zamanını gelişmelere bağlı olarak öteleyebilir.Referandum yapılsa dahi Barzani, bağımsızlık ilanında acele etmeyecektir. Fakat Kerkük, tartışmalı bölgeler ve Türkmen bölgeleri konusunda mesafe kat etmesinin mutlaka önü kesilmelidir. Referandum ve bağımsızlık konusunda kesin tavır konulmalıdır.Türkiye'nin, kendisinin de mustarip olduğu bu konuda İran'la da iş birliği yapması, Rusya'nın da desteğini alması mümkündür. Barzani'yle ilişkide alttan alma, tavsiye veya desteksiz söylem fayda etmez. Son on yıllık ilişkileri gözden geçirerek ne hatalar yapıldığını görmek gerekir.Suriye'nin yeniden yapılanmasındaki tehdide dikkat!ABD, PYD'yi açıkça desteklemektedir. Suriye'nin kuzeyinde kurduğu üsler çoğalmakta ve etkinleşmektedir. Rakka Operasyonu sonuca ulaşmak üzeredir. PYD bu sonuçtan alacağı primi beklemektedir. BM, yeniden yapılanmada Kürtlere yer verilmesini tavsiye etmiştir. Büyük Kürdistan'ın ikinci ayağı yoldadır. Bütün mesele, kuzeyden olmazsa güneyden, Afrin'le birleşerek koridoru bütünleştirmeye odaklanmıştır.Türkiye Afrin'e müdahaleyi, fiili bir tecavüz olmasına bağlamıştır. Hazırlıklar yapılmıştır. Ancak şimdilik Türk topraklarına düşen mermilere topçu ateşiyle karşılık verilmektedir. El-Bab harekâtının, koridoru engelleyecek şekilde genişletilmesi ihtiyacı doğmuştur. Tehdidin bu ikinci ayağı, şimdilik Afrin'siz de gerçekleşebilir. Bunun politik, diplomatik ve gerektiğinde güç kullanarak önlenmesi elzemdir. İlgili ülkelerle ittifak oluşturulması kaçınılmazdır.Rusya'nın amacı, en azından ABD kontrolünü dengelemek için bölgede varlığını kaybetmemektir. Bu nedenle ABD'ye karşı kullanılabilir. Suriye hükümetiyle irtibata geçmekten gocunulmamalıdır. Ortak tehdit nedeniyle bu konuda da İran'la ittifak oluşturulması mümkündür.Tehdit büyümüştür. Bu gelişmeler Türkiye'deki bölücü hareketleri de artıracaktır.Kıbrıs'ı da göz ardı etmeyinKıbrıs müzakerelerinde fırsat kaçmamış, tam aksine Allah bir kere daha yüzümüze bakmıştır. Sıfırdan fazla askere, sıfırdan fazla garantiye razı olunsaydı ne olurdu halimiz?Güneydeki gazın Avrupa pazarına ulaşması için Birleşik Kıbrıs şart değildir. KKTC üzerinden de bu durum gerçekleştirilebilir. "Olmazsa Girit üzerinden yaparız" savı tamamen bir blöftür. Bence bu görüşmede KKTC'nin bağımsızlığının tanınması için baskı yapılması fırsatı kaçmıştır. "Bu son müzakere" sözünün arkasında durulmalıdır. Tekrar müzakere masasına oturmak intihardır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sincar Operasyonu 29 Ocak 2021 | 431 Okunma Esneyecek pay yok, kırılabilir 22 Ocak 2021 | 106 Okunma ABD kurtarır, biz kendimize bakalım 15 Ocak 2021 | 136 Okunma Yunanistan'a ne zeytin ne de defne dalı... 08 Ocak 2021 | 153 Okunma 2021'e taşınan güvenlik sorunları 01 Ocak 2021 | 125 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar