Asıl tehlike nerede farkında mıyız?
Nerede bir adaletsizlik, nerede bir büyük hata varsa, araştırdığınızda karşınıza siyasi kararlar çıkıyor! Mesela Türk Hava Yolları gibi dünya çapında bir kuruluşun neden zarar ettiğini...
Nerede bir adaletsizlik, nerede bir büyük hata varsa, araştırdığınızda karşınıza siyasi kararlar çıkıyor! Mesela Türk Hava Yolları gibi dünya çapında bir kuruluşun neden zarar ettiğini sorguladığınız zaman karşınıza şöyle bir tablo çıkıyor:Türk Hava Yolları'nın büyüme projesi, ekonomik değil, siyasi kararlarla yönlendirildi. Türk Hava Yolları, öyle yönetildi ki, dünyanın hangi ülkesinde FETÖ okulu açılmışsa, oraya sefer düzenlendi. Uçakların dünyanın dört bir tarafına birkaç yolcu ile sefer yapmasına hangi hava yolu şirketi dayanabilirdi?17-25 Aralık'ta Bilal Erdoğan'ın evine baskın yapılması söz konusu edildiğinde, Tayyip Bey, oğluna kiminle görüşmesini söylemişti? THY Genel Müdürü ile değil mi?Peki neden başka bir kişi değil de THY Genel Müdürü, o zaman hizmet hareketi denilen FETÖ'nün polis müdürlerini durdurabilecek kişi olarak düşünülmüştü?***Manisa'da askerler yemekten zehirleniyor. Bir değil iki değil üç değil, tam dört defa! Meselenin nereden kaynaklandığına bakıyorsunuz.. TSK'da yemek işlerinin 2003 yılından itibaren özelleştirilmiş olduğu gerçeğiyle karşılaşıyorsunuz. Üstelik yemek ihaleleri, birkaç yandaş şirket arasında paylaştırılmış! Askerin sırtından, yandaş zengin etme operasyonları yapılmış! Halkın "Peygamber ocağı" dediği bir kuruma, pis kokular karıştırılmış! Askere bozuk yemek yedirmek, bu siyasi kokuşmuşluktan kaynaklanıyor. Bunu tespit ediyorsunuz!***Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, suç duyurusunda bulunuyor ve bakınız neler söylüyor:"*Misâk-ı Millî ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı 2004 yılından beri Yunan işgali altındadır. *İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde bulunan vatan topraklarında, 13 yıldır Yunan bayrağı dalgalanıyor ve Yunan askerleri elini kolunu sallayarak dolaşıyor. *Türk adaları Yunan ordusunun ileri karakolu haline dönüştürülmüş ve Türkiye Cumhuriyeti, Erdoğan ve AKP Hükümetleri eliyle Ege Denizi'nde soyutlanarak Anadolu'ya hapsedilmiştir.*Devletin birliği ve tekliği ortadan kalkmış, otorite Yunanistan ile paylaşılarak, Türkiye'nin batısında ikili devlet düzenine geçilmiştir. *Türkiye Cumhuriyeti, Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde, tarihinin ilk ve en büyük toprak kaybını yaşamış, Anayasanın 3. maddesi fiilen değiştirilmiş ve Türkiye batıdan bölünmüştür." ***Ümit Yalım dilekçede diyor ki, "Zaten Erdoğan, '1920'de Sevr'i gösterdiler, 1923'te bizi Lozan'a ikna ettiler. Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesimizin duyulacağı adaları verdik. Burnumuzun dibindeki adaları verdik' gibi söylemlerle kendi döneminde verilen 18 Ada ve 1 Kayalığın sorumluluğunu Lozan'a yüklemeye çalışıyor. Ayrıca bazı marjinal gruplar tarafından 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığının Lozan'da verildiği iddia edilerek kara propaganda yapılıyor ve kamuoyu yanıltılmaya çalışıyor. Erdoğan, Lozan Antlaşması'nda verilmeyen ve haritada altı kırmızı çizgi ile çizilmeyen 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığını 2004 yılında alenen Yunanistan'a vermiştir."***Siyasi iktidarın bütün üyeleri hakkında vatana ihanetten suç duyurusunda bulunuluyor ama basında kimse tek satır bahsetmiyor? Neden? Çünkü basın da zehirlenmiş, yandaşlaştırılmış durumda. Görevleri, iktidarın gayrimeşru işlerini meşru göstermek ve karşılığında yüksek maaşlar almak olan kişilerin, vatan topraklarının Yunanistan'a terk edilmesinden rahatsızlık duyması mümkün müdür?Bu kokuşmuş siyasi kararlar, açıkça görüldüğü gibi Türkiye'yi parçalamaya, Türk Milleti'ni yok etmeye doğru götürüyor. Ve bu kokuşmuş siyasi kararlar, hatayla değil kasıtla alınmaktadır. Asıl vahamet bu kastın görülmemesidir.